Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Kaliteli Yaşamda İsraf- Tasarruf Dengesi

Gerek ülke bütçesinde gerekse bireysel bütçelerde tasarruf ve israf kalemleri, oldukça büyük önem arz etmektedir.

Kaliteli yaşamak isteyen bir kimse de toplam gelirinin makul bir kısmını, (genellikle % 10) tasarruf etmelidir.

Hiç tasarruf etmeyenler için, gelecekteki beklenmedik giderler ve borç ödemeleri, çıkmaza girerek, insanı perişan eder.

Tasarruf kaleminin büyütülmesi için, israf kalemlerinin sıfıra indirilmesi gerekir.

İsraf dinimizce de haramdır ve yapılan her israfta fakir- fukaranın hakkı vardır.

Aşırı tasarruf, günlük gerekli ihtiyaçları karşılamakta sıkıntı çıkarır ve pintiliğe yol açar. Ailenin zaruri giderlerinden kısıp, tasarruf etmek hem gelecekten aşırı korkmaya hem de cimriliğe işaret eder.

Yukarıdaki söylediklerim, bütçesi dar olanlar içindir. Hatta içinizden, yetmiyor ki neyi tasarruf edelim diyenler olabilir.

Bütçesi çok geniş olanlar da mutlaka tasarruf etmelidirler. Nasıl olsa çok kazanıyorum diye, tasarruf etmemek doğru değildir. Kazancı çok olanlar asla ve asla cimrilik yapmamalıdırlar.

Çalışanların alın terinden, bırakalım cimriliği, tasarruf dahi edilmez. Alın terleri kurumadan hakları ödenmelidir. Keyfi geciktirmeler, ateşten gömlek giymek gibidir. Aile reisi, gelirine ve ülkenin genel durumuna göre, optimal bir şekilde ailesini, israf etmeden- pintilik yapmadan geçindirmelidir. Eğer mevcut geliriyle, bunu sağlıklı bir şekilde yapamıyorsa; kanunsuz yola sapmadan, ilave çalışmalarla gelirini arttırmaya gayret etmelidir.

Orta boy bir araba aileye yetebilirken, aşırı lüks bir araç almak hem tasarrufu engeller hem de savurganlığa işaret eder. Zengin bir kimse ile fakir bir kimsenin bu konudaki giderleri, elbette aynı olmayacaktır. Aşırı lüks için borçlanmak hem tasarrufu engeller hem de çalışanların gerçek haklarına zarar verebilir.

Çok zengin iken, sıfıra düşenler de vardır.

"Hesapsız kasap ne hesap kor ne de masat" atalar sözü boşa söylenmemiştir.

Bazı şöhret düşkünü zenginlerin, ettikleri israfta kendilerine göre savunmaları vardır.
- "Bana layık değil mi" derler.
- "Bu günlere nelerlikle geldim, en tabi hakkım" derler.
- "Hem ben zekatımı veriyorum, çok da yardımlar yapıyorum" derler.
Öyle de olsa, tasarruf gereklidir, israf da haramdır.
Eğer bir başörtülü kardeşimiz, çok uçuk bir fiyata baş örtüsü alıyorsa, israftır ve de fakiri hor görme tehlikesi vardır.

Cimriliğe kaçmadan makul ölçüde tasarruf edip, bunu kaliteli yatırımlara dönüştürmeye gayret etmek, hepimizin kutsal görevi olmalıdır.

Unutmayalım ki Efendimiz, Hz. Hatice validemizle evlendikten sonra, varlıkları çok arttı. Ama asla şâşâlı bir hayat yaşamadı. Asla pintilik de yapmadı.

Tasarruf edebildiklerini de çoğunlukla fakir- fukaralara dağıttı.

Müslüman olmayan yahudilere bile...

Selam, sevgi ve dualarımla,

Yüceler Yüce'sine emanet olalım…