Tamam, kabul ediyorum:
TDK'nın yalnızca kusur ve yanlışlarını söylemek olmaz.
Ama bendeniz TDK'yı hep yermiyorum ki...
Sık sık övdüğümü de bilmenizi isterim.
Çünkü -övünmek gibi olmasın ama- ben TDK'yı yermeyi de iyi bilirim övmeyi de...
***
Hangi birini söylesem bilmiyorum; ama bu TDK birçok bakımdan üstün kābiliyetlere sâhip. Meselâ onun çok usta bir taklitçi olduğunu biliyor muydunuz siz?
Nitekim "patriarkal" kelimesini genlerine kadar taklit etmiş ve böylece Türkçeye "ataerkil" gibi hârikulâde bir kelimeyi kazandırmış: Avrupalı bir fizik ve Türkçe bir ruh birleşmiş bu kelimede.
(Melezler hem çok güzel hem de sağlıklı ve dayanıklı olurmuş.)
***
Yaptığı heykele "Konuş!" diye seslenen Rönesans dâhisi Michelangelo di Lodovico Buonarroti, içi dışı böylesine sanat dolu bir eseri görseydi hayranlığından çığlık mı atardı yoksa hasedinden çatlar mıydı, bilmem.
Not: Ben olsaydım bu kelimeyi "ataerkil" değil de "ataerkel" yapardım.
Böylece bir tık daha Avrupalı olurdu bence.