Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Maraz Kim?

Bazı insanlar diyorlar ki, Maraz insanlardan uzak durun, Yakın yerinize bile yaklaştırmayın. Eyi de, maraz kim? Belki de sensin... O da seni uzaklaştırırsa ne olacak? Ayıkla pirincin taşını. Hadi ayıkladın, aynı pirince benzeyen beyaz taşı kim ayıklayacak??? Maraz birisi bize tosladıysa veya toslaştırıldı ise, kaçmak veya kovmak tembel işi ve kolay çözümdür. Hiç hikmet aramak yok mu? Neden, nasıl, niye ben diye sorgulamak... Ya o Maraz, kaderse, alın yazısı ise; Nasreddin Hocanın oğlu babasına seslenmiş: - Baba hırsızı yakaladım. - Getir oğlum. - Gelmiyor ki baba - O zaman bırak gitsin - Gitmiyor ki baba. Kader ise, alın yazısı ise gitmez, gidemez, gidettirilmez. Ya ne yapmak lazım? - Hikmetini araştırmak lazım - Sabretmek lazım - Tahammül etmek lazım - Hoş görülü olmak lazım - İyi geçinmeye gayret etmek lazım - Gücün yettiğince onu marazlıktan kurtarmak lazım Dileseydi Yaratıcımız, hiç kimseyi maraz yapmaz, herkesi senin istediğin gibi yapardı değil mi? Ama, yok öyle üç kuruşa beş köfte... O halde, Rab'bimizin bize nasip ettiğini veya bize bir şekilde toslattığını, maraz adı vererek, kovmaya hakkımız olmadığını düşünüyorum. Hem hangi birini kovacaksın ki, biri gitse diğerleri gelir. Haa, belki de maraz olan bizizdir. O zaman kovulmak hoşumuza gider mi? Selam, sevgi ve dualarımla Yüceler Yüce'sine emanet olalım.