Kaliteli yaşayabilmek, sanıldığı kadar kolay değildir. Yüksek kaliteli emek, heyecan ve cesaret ister. Hoş görülü ve affedici olmayı ister.
Alçak gönüllü, naif, kibar ve merhametli olmayı ister.
Ölçülü, dengeli, itidalli ve istikrarlı olmayı ister.
Sosyal medyada sıkça rastlıyoruz.
Diyorlar ki: "Dostluklar, arkadaşlıklar, sevmekler kırıldığı zaman, kırılmış vazoya benzerler.
Ne kadar yapıştırırsanız yapıştırın, eski haline gelmez".
Kırılan bir vazo, elbette eski haline gelmez, doğrudur. Ama insanlar vazo veya kırılacak bir eşya değildir.
İnsanlar sosyal, dinamik, değişebilen, duygusal ve problem çözebilen yaratıklardır...
Aynı zamanda affeden, hoş görülü, sabredebilen, merhametli yapılara sahiptirler.
İsteyerek veya istemeyerek karşılaştıkları sorunları tamir etme ve yenileyebilme yeteneğine sahiptirler.
Hiçbir arkadaşlık ve dostluk sonsuza kadar problemsiz yürümez.
Mutlaka irili ufaklı kırgınlıklar yaşanabilir.
Bu kırgınlıkları tamir edemeyenler de vardır elbet. Ama bu davranış, yüksek kaliteli insanlara asla yakışmaz.
- Özür dilemek,
- Affetmek
- Hoş görmek
- Sabretmek
- Tahammül etmek
- Saygılı olmak
- Çözüm odaklı olmak
Neden vardır?
İnsanlar tarafından kullanılsınlar diye elbette.
Kırılan vazodan hızla uzaklaşılır ve mutlaka çöpe atılır. Ayaklarımıza parçacıklar batmasın diye, süpürgeyle de çektirilir.
Arkadaşlık, dostluk, aile olmak böyle midir? Bizler vazo değiliz. Vazoların illaki, kırılmasına da gerek yoktur. Modası geçince yine çöpe atarız. Arkadaş ve dostlar arasında büyük veya küçük sorunlar her zaman yaşanabilir.
Böyle olunca hemen arkadaşımızı çöpe mi atacağız? Elbette ki hayır. Her iki taraf birbirini affedecek, gerekirse özür dileyecek, en kısa zamanda dostluk ve arkadaşlıklar, daha kaliteli bir şekilde geri getirilecektir.
Haa, "ölürsem ölüme, ölürsen ölüne" diyenler de çıkabilir elbet. Ama bu tür davranışlar, yüksek kaliteli insana göre değildir.
- Öfkelenerek,
- Kin güderek,
- İntikam peşinde koşarak,
- Had bildirmeye çalışarak,
Kaliteli yaşamın hırsızlarıyla kucak kucağa yaşayanların da, kırılmış vazodan farkları pek yoktur.
Düşünebiliyor muyuz?
Rabbimiz bizi affetmeseydi, halimiz nice olurdu?
O affediyorsa, elbette biz kulların da affetmesi gerekmektedir.
Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yüce'sine emanet olalım.