RİT'in Türkçeyi düşürdüğü hâllerden biri, Türkçe kelimelerin yerini de "öz Türkçe" sözlerin almasıdır.
Bu ikāmelerden bir çırpıda hatırladığım şunlar:
"Karalamak, kınamak, kötülemek, çekiştirmek, taşlamak, suçlamak, yermek" varken onların yerine RİT'in "eleştirmek" kelimesini; "bütün" yerine RİT'in "tüm" kelimesini; "yerli" yerine RİT'in "yerel" kelimesini; "görünüş" yerine RİT'in "görüntü, görünüm, görsel" kelimelerini; "olağan" yerine RİT'in "doğal" kelimesini kullanmak gibi.
E, tabii ki bu gerçeği ne gören var ne yazan...
Öz Türkçenin teorisyenleri arasında; dilciler, akademisyenler içinde bu meseleyi gören ve dert edinen oluyor mu?
Ah, zamanım olsa da şu TÖTT (Türkçeden Öz Türkçeye Tercüme) Lügati'ni yazabilsem!..
Gerçi bunun adı "ÖTÜT (Öz Türkçe - Üvey Türkçe) Lügati" de olabilir.
***
Bir müddet önce Kuddûsî Baba'nın "özge sevdâ" sözünün, günümüz Türkçesine "özel sevdâ" diye çevrildiğini tesbit etmiştim.
Bu sefer -yine tesâdüfen- gördüm: Dîvan Şâiri Hayretî'nin "özge har" sözü günümüz Türkçesine "özel eşek" diye çevrilmiş meğer.
***
"Öz Türkçe" yutturmacasıyla ayarı bozulan Türkçede buna benzer örnekler o kadar çok ki toplasam küp kapağı gibi bir kitap olur.
Haklısınız: Bu ülkede ekonomi, siyâset, târih sahalarında hangi gerçekler dile getiriliyor ki Türkçede dile gelsin!..