Zamanı insan yarattı. Öyle bir esnekliği var ki aynı süre sevdiğim bir işi yaparken ya da sevdiğim ortamdayken daha çabuk geçiyor. Bu beni 50 sene geriye götürdü. Okula gittiğim ve ders çalışmadığım zamanlarda zil çalmasına diyelim 10 dakika var. Öğretmen pat diye sözlü sınav yapmaya karar verir. Not defterini çıkarır ve karıştırmaya başlar. Biz de yürek Selanik, her saniye sanki bir saat gibi geçer. Piyango kime çıkarsa. Bir de nedenini hatırlamadığım bir şey yapardık. Birbirimizin etek uçlarını tutardık. Hoca beni atlasın anlamı taşıyordu herhalde ama sonuçta etek ucu tutulan birine piyango çıkardı. Zaman durur, dakikalar geçmeyi bilmezdi.
Bana göre ilerleyen yıllar içinde zaman ya kısaldı ya da daha hızlı geçer oldu. Zaman niye geri alınamıyor diye düşünmüşlüğüm vardır. Fakat geriye dönmek ister miyim sorusunun cevabı hayır olduğu üzere bu soruyu da yine unutabiliriz.
Zaman kavramı içinde dün yakın geçmişi hatırlatır ve geri alınamaz. Yarın yakın geleceği hatırlatır. Bir ucu boşluktur, ne yaşayacağımı, hatta yaşayıp yaşamayacağımı bile bilemem. Şimdi içinde bulunduğumuz yaşadığımız bu anı aksettiriyor. Söylediklerim yeni değil ve belki de gereksiz gelebilir. Beni meşgul ediyor çünkü her sabah kalktığımda dün, bugün, yarın aklımdan geçiyor. Daha yataktan kalkmadan günün programını düşünüp, elimde olan zamanı değerlendirmeye bakıyorum. Kendimce bir pencerem var. Hayatımın çoğu boyunca hep keşke dedim. Şimdi keşke yerine iyi ki diyebilmenin daha doğru olduğu sonucuna vardım. Ne kadar olduğu belli olmayan kalan zamanımda bu yeni pencereden hayatı izlemeye devam!