Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Dünyada Savaşları Yüksek Katma Değerli Ürünler Üreten Ülkeler Durdururlar

Yirmi birinci yüzyıl sanayi toplumları, bilgi toplumlarına dönüşüyor. Sınırların geçirgenlik kazandığı, duvarsız ve kapısız dünyada ülkelerin gücü, insanlığın kültürel ve ekonomik birikimine, yaptıkları katkılardan kaynaklanıyor. Bilgi toplumlarında doğal kaynakların değerlendirilmesi, ekonomik ve kültürel hayata yeni boyutlar kazandırılması, sermaye birikiminden daha çok bilgi birikimine dayanıyor. 

*

Yeni yüzyılda finansal sermayeden önce, kültürel sermaye önem kazanıyor. Bilgi toplumlarında gelir farkı değil, eğitim farkı belirleyici oluyor. Sanayi toplumlarında sermaye gerekliyken, bilgi toplumlarında eğitim gerekli oluyor. Oluşmakta olan dünya toplumun bütün kesimlerine, eğitim seviyelerini artırma imkânı sunuyor. En eşitlikçi ve en demokratik olan bilgi toplumlarında eğitimin kapıları, toplumun bütün kesimlerine sonuna kadar açılıyor.

*

Dönüşen dünyada insanların eğitimini geliştirme ve zenginleştirme süreci, bilgisayarlarla hem hızlanıyor hem de karmaşık yapı kazanıyor. Termodinamik bilimi doğmadan önce, buhar makinasının bulunması gibi, az sayıda örnek dışında her alanda yeni teknolojik ürünler, üniversitelerde yapılan uzun soluklu araştırma çalışmalarının sonucunda ortaya çıkıyor. Üretim ve yönetim süreçlerinde yenilik yapmak, temel bilimlerde geçmişte hiç bilinmeyen, yeni bilim dallarının konuları oluyor.

*

Sanayi toplumu buzdolaplarından motorlu araçlara kadar, pek çok ürünün üretimini kitleselleştirerek, üretim süreçlerinde büyük gelişmelere yol açmıştır. Sanayi toplumunda insanların, bedensel güçlerinin yerine makinalar geçmiştir. Bilgi toplumunda insanların zihinsel güçlerinin yerini bilgisayarlar alıyor. Bilgi toplumunda sayısal verilerin toplanmasını, depolanmasını ve değerlendirmesini bilgisayarlar, bir yandan kolaylaştırırken bir yandan hızlandırıyorlar.

*

Bilgi toplumlarında bilgisayarların üretim sürecine katılmadığı, hiçbir alan kalmamıştır. Doğal kaynaklar, fabrikalar, uçaklar, tanklar ve gemiler, bir güç göstergesi olmaktan çıkıyorlar. Onlar bir aysberg gibi, bilgi toplumunun deniz üstündeki görünen yüzünü oluşturuyor. Bilgi toplumun gerçek gücü, aysbergin deniz altında kalan görünmeyen kısmından kaynaklanıyor. Yeni dünyada ekonomik güç demek, katma değeri yüksek, bilgi yoğun ürün üretmek demektir.

*

Bilgi toplumunda değerlendirilecek, ürüne ve hizmete dönüşecek hammaddeler, doğal ve finansal kaynaklardan, insanların düşünme, araştırma, tasarlama ve geliştirme yeteneklerine kayıyor. Bunun için bilgi toplumu olma yolunda olan ülkeler, kaynakların büyük bir kısmını eğitim kurumlarına ve araştırma kuruluşlarına ayırıyorlar. Dünyada gücün eski kaynakları yok oluyor. Gücün yeni kaynağı, katma değeri yüksek ürüne dönüşen bilgidir.

Üretimde ve yönetimde yapılan yarışta, bilenler bilmeyenlerden açık ara önde giderler. 

*

Bilgi yoğun ürün üretenler, emek yoğun ürün üretenlerden daha çok kazanırlar.

*

Bilgi biriktirenler para biriktirenlerden, her zaman çok daha güçlü olurlar.