Kars şehrimiz, doğudaki sınır şehrimiz olup Anadolu'nun kilidi sayılır. 93 harbi de denen 1876/77’deki savaş sonrası Rusların hakimiyetine geçmiş 1918 de yeniden Osmanlı Türk devletinin olmuştur. Bu yıllarda kurulan Güneybatı Kafkas Cumhuriyetine baş şehirlik yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile sınır şehrimiz vasfı ile 36 plaka no’lu ilimizdir. Binli yıllardaki Ermeni Gürcü Bagrat Krallığının başşehridir. Bu baş şehirlik yapmışlığı oraya tarihi bir zenginlik katar.
İşgal günlerinde yapılmış Baltık mimarisinin uygulandığı bazalt taşlı binaları ve düzgün caddeleri ile dikkat çekicidir. Bu bölgemiz İran / Bizans çekişmeleri, sonra İslam orduları, daha sonra Selçukluların, daha sonra ise Osmanlı-Rus savaşlarının olduğu alandır. Milattan sonra 1000’li yıllarda 100.000 nüfuslu Ani şehri bu savaşlar sebebiyle şimdi harabedir. Ani şehri 1064 te Malazgirt'ten yedi yıl önce Sultan Alparslan tarafından alınmıştır. Komutanlarından, Kürt Beyi, Emir Mengücek, Anadolu’daki Türklerin ilk camisini burada yaptırmıştır ve bu şehre Şehristan ismi verilmiştir. Halen kale surları, kalan sekiz kilise, 1 camii ve Selçuklu sarayına ait kalıntılarıyla dikkat çekici, görülmeye değer bir yerdir.
Kars platosu hayvancılığa uygun bir alandır. Bu bölge hayvancılığın getirdiği imkanlarla geçinir. Şehirdeki onlarca peynir gibi önemli bir gıdanın ticaretinin yapıldığı işyerleri dikkat çeker. Peynirciliğin gelişmesinde Rusya'daki kilise anlayışıyla geçinemeyen ve bu bölgeye yerleştirilen Malakanların etkili olduğu söylenir. Malakanlar her gün süt içme, savaşa karşı olma gibi farklı özellikler sebebiyle Rusya yönetimi tarafından bu bölgeye yerleştirilmiş bir toplumdur. Buralarda tabiat şartlarının imkanı ve çevre kirliliğinin olmaması sebebiyle arıcılık da yaygındır ve bal ticareti de yapılmaktadır.
Kars platosunun Çıldır Gölü gibi diğer bir tabiat harikasını, özellikle kışın görmek ayrı bir zevktir. Çünkü bu göl bir metreye yakın buzlanması sebebiyle üzerinde atlı kızaklarla gezilebilme imkanı vermektedir. Bu etkinlik buraya ayrı bir güzellik ve zenginlik sağlamaktadır. Ayrıca buzun kırılarak açılan deliklerden tutulan benekli sazan balığı yöre halkı için ticaret imkanı sağlar. Gelenler için ise farklı bir ağız tadı imkanı sunar.
Kars kalesinin eteklerindeki Ulu Cami; 1000’li yıllardan kalma, harika taş işçiliği olan 12 Havariler Kilisesi, şu anda Kümbet cami olarak hizmet vermektedir. Yine merkezdeki son Rus işgalinde yapılan Kazak Kilisesi olarak bilinen Fetih Camii, Kars Müzesi gibi gezip görülecek güzel yerleri vardır. Sonra Harakani türbesi… Harakani, 1033’te Bizans - İslam ordularının savaşında yaralanıp şehit düşmüş olan bir İslam din büyüğüdür. Tasavvufta Peygamberimiz ve Hz. Ebu Bekir ile devam eden altın silsiledeki 7. isimdir. Bu koldaki anlayış günlük hayatta sadelik, gösterişten uzaklık, geçimin bizzat iş ve meslek sahibi olarak karşılanması gibi özellikleri benimser. Bu anlayış, Şahı Nakşibendi’nin "Elin işinde kalbin zikirde olsun" öğretisinin de yapıldığı Nakşibendilik denilen yoldur. Hoca Ahmet Yesevi de bu yolda olan ve kaşıkçılığı ile bilinen büyük Türk mutasavvıfıdır. Harakani’nin türbesinin de olduğu Evliya Cami ve Külliyesi ilk önce Sultan Alparslan tarafından yapılmıştır.
Kars denince tabii ki Sarıkamış'ı unutmamak lazımdır. Bu ilçemiz şu anda önemli bir kayak merkezimizdir. Çünkü kış sporlarında tercih edilen, kristal karı ile ve de buradaki kış sporları için uygun imkanları ile cazip bir merkezdir. Sarıkamış ayrıca 1. Cihan harbinde yanlış bir karar ve iyi planlanmamış bir hareketle 10binlerce vatan evladının Allahu Ekber dağlarında şehit verdiğimiz acı olayın adresidir. Biz de bu şehitlikleri ziyaret edip dualarımızı yaptık. Bu ilçemizde Ruslardan kalma taş binalar da vardır. En önemlisi Prens Katerina Köşküdür. Restore edilip hizmete açılmayı bekleyen bir eserdir. Sarıkamış anma törenlerinin yapıldığı yeni düzenleme alanları da görmeye değerdir.
Bu şehrimiz için diğer bir değer Kafkas oyunlarının oynandığı, Kars halk şairleri olan aşıkların atışmalarının neşe ile dinlendiği, Kars kazı ziyafetlerinin yapıldığı yerlerdir.
Bu güzel şehrimizi gördükten sonra Kars Garından, Doğu Ekspresi ile doğunun kapısı olan Erzurum’a giderek gezinizi daha unutulmaz kılabilirsiniz. Gezip görmeye fırsat veren imkan ve sağlıkta olmanız dileklerimle.