Çanakkale savaşında denizden gelen düşman gemilerini engellemek ve vurmak için, karada en uygun yere büyük bir top mevzilenir.
Topun her bir mermisinin ağırlığı
276 kg.dır.
Top mermisini 5 basamak merdivenden topun haznesine çıkaran mekanizma, o anda arızalanır.
Düşman gemisi yaklaşmaktadır.
Zaman kaybına asla tahammül yoktur.
Kahraman Seyit Onbaşı:
-"Mermiyi vurun sırtıma çabuk"
Diye seslenir.
Mermi 276 kg.dır (yaklaşık 6 çimento torbası).
Ya Allaaahh, Bismillaaaahh, der kahraman onbaşımız.
Ağır ağır merdivenleri çıkar ve sırtındaki mermiyi, topun haznesine yerleştirir.
Top ateşlenir ve düşman gemisi boğazın derinliklerine gönderilir.
Yıllar sonra Gazi Paşa'mız,
Seyit Onbaşıyı görmek ister.
İki asker göndererek Onbaşımızın huzura getirilmesini ister.
Seyit Onbaşı Balıkesir Havran'ın dağlarında davar- koyun gütmektedir.
Bulunması biraz zaman alır ve huzura getirilir.
Gazi paşamız, yiğidimizi görmek için sabırsızlanır.
Yiğit gelince hasretle bağrına basar:
"Yiğidim nerde kaldın" der, tebessümle.
- "Paşam, ben dağlarda çobanlık yapıyordum, biraz geç oldu, kusuruma bakmayın" der.
- "Onbaşım, sana kahramanlık maaşı bağlamaya karar verdik".
- Paşam, Rabbim sizden ve Necip Milletimizden razı olsun inşallah.
Ben vazifemi yaptım, maaşa gerek yoktur".
Çok ihtiyaç sahibi olmasına rağmen, kahramanımız, kendisine maaş bağlanmasını kabul etmemiştir.
Rabbim, Paşamıza da, kahramanımızı da, gani gani rahmet eylesin. Amin.
Başta Gazi Paşamız olmak üzere, Seyit Onbaşımız ve tüm Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum.
RABBİM SİZLERDEN
RAZI OLSUN İNŞALLAH
Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yüce'sine emanet olalım.