Devletimizin iktisâdiyatı düzen tutmuyor. Düzeltilmesi pek de öyle zor bir iş değil.
Vatandaş olarak biz kendimize bakalım. Herkes kendi ekonomisini düzeltirse, devletin bozuk ekonomisinden fazlaca etkilenmez.
Devletin ekonomisi, böylesine bozuk olursa; şahısların, esnafın tüccarın ve sanayicinin ekonomisi düzgün olabilir mi?
Olur tabi ki.
Peki, nasıl olur?
Önce tasarruf tedbirleri uygulanmalı. Tasarrufa evden başlamalı. Zengin ve kalabalık sofralardan vazgeçilecek. Daha mütevazı sofralarda, daha dar kadrolarla bir araya gelinecek. Yemek ziyafetleri yerine çay – kahve ikramları tercih edilecek.
Hanımlar ve beyler mutlaka tok iken alışverişe gitmeliler. Karnı aç olan insan, mutlaka ihtiyacından fazla mal alıyor.
Süper marketler yerine, bakkallar ve pazarlar tercih edilmeli.
Döviz üzerinden asla borçlanılmamalı.
Daha mütevazı ve az benzin yakan arabaları tercih etmek gibi, herkesin düşünüp uygulayabileceği yüzlerce tasarruf tedbiri vardır.
Az kârla satış yapıp sürümden kazanmak, akıllı tüccarın uygulamayı kendiliğinden düşüneceği tedbirlerin başında gelir.
Bir kişinin çalışıp ailenin diğer fertlerinin hazır yediği dönemler artık geride kaldı. İmkân ölçüsünde aile fertleri de evin geçimini sağlayan aile reisinin işyerinde önemli veya önemsiz bir görev üstlenmeli.
Müşteri memnuniyeti çok önemlidir. Bir mağazanın üçüncü katına, merdivenlerden çıkan müşteriye satış yapamayan tezgâhtar, mutlaka ciddî bir eğitime tâbi tutulmalı. Eğer bu beceriksizliği gösteren, patronun kendisi ise, o zat, kendi kendisini sorgulamalıdır.