Kişilerin dünya görüşleri; yaşadıkları sosyal çevre, girdikleri siyasi ortamlar, okudukları kitaplar, sosyal medya, görsel, yazılı medya aktiviteleri ve izledikleri televizyon kanallarının etkisinde oluşur ve gelişir...
Uzun bir süreçte oluşan dünya görüşlerinin yine aynı etkenlere bağlı olarak ve zamanla değişmesi de olağan ve mümkündür. Ancak, hızlı ve sürekli fikir değiştiren insanların varlığı şaşırtıcı oluyor. Fikri temelleri zayıf insanların sürekli fikir değiştirmelerini normal karşılamak mümkün iken, köklü kültür sahibi insanlara yakıştıramayız genelde… Mesela 20’nin üzerinde, içleri dolu dolu kitaplar yazmış bir şahsın sürekli fikir değiştirmesini hiç kimse normal karşılayamaz.
Fikir değiştiren insanların, değişen fikrine uygun söz ve eylemlerini de olağan ve normal karşılayabiliriz...
Fakat fikir değiştirmediklerini bildiğim birçok arkadaşımın farklı siyasi birliktelikler sonrası fikir değiştiren insanlardan daha vahim bir hal sergilemelerini aklım almıyor.
Aklım almıyor; Türk milliyetçisi arkadaşlarımın, Siyasal İslamcı bir anlayışı savunuyor görünmelerini...
“Menfaat dünyası” demek zorunda kalınca da, acınacak halleri yüreğimi yakıyor.
Türk milliyetçiliği bu kadar ucuza pazarlanmamalıydı: 3-5 bin şehidi olan bir fikrin mensupları, şehitlerinin haklarını helal etmelerini sağlayacak bir tasavvurda buluşmalıydılar, buluşturulmadılar…
Görünen bu!
Görmek istemeyenlere diyecek sözüm yok…