Kaliteli yaşamımızı tesis eden en önemli faktör huzurdur. Çoğunuzun, "hayır hocam, sağlık daha önce gelir" dediğinizi duyar gibiyim.
Elbette, doğuştan veya sonradan olan kaza - belaya dayalı sağlık problemleri, birinci sırayı alabilir.
Huzursuzlukların ortaya çıkardığı, psikosomatik, sevimsiz hastalıklar ve negatif yalnızlıkların ortaya çıkardıkları olumsuzluklar, hiç de yabana atılamayacak cinsten faktörlerdir.
En önemli huzursuzluklar, aile içinde olmasıyla birlikte; kardeşler arasında, arkadaşlar arasında, komşular arasında, iş yeri arkadaşları arasında, hobi gurupları ve takımları arasında da olabilir.
Peki huzursuzluk sebeplerine bir bakalım:
1. Sevgi ve saygı yetersizliği.
2. Egoist davranma.
3. Yardımlaşmama.
4. Çabuk öfkelenme.
5. Kin ve nefret duyguları taşıma.
6. Çözüme değil, problemi köpürtmeye yoğunlaşma.
7. Küs durmayı sevme.
8. Ses yükselterek haklı çıkmaya çalışma.
9. Muhataba değer vermeme, incitici- rencide edici- aşağılayıcı davranışlar.
10.Hakaret- tehdit etme.
11.Negatif beden dili kullanma.
Bu faktörleri daha da çoğaltabiliriz.
Huzuru tesis eden faktörler ise:
1. Sevgi ve saygı.
2. 24 saat kaliteli tebessüm.
3. Hataları affetmek- bağışlamak.
4. Yüksek kaliteli "empati" yapmak.
5. Yüksek kaliteli "sabır" göstermek.
6. Yüksek kaliteli "tahammül" göstermek.
7. Yüksek kaliteli yardımlaşma ve dayanışma.
8. Hoş görme.
9. Ölçülü, dengeli ve itidalli olma.
10.Muhatabın özel önceliklerine saygılı olma.
11.Karşılıksız, Allah rızası için SEVMEK.
Eğer bir yerde (özellikle de ailede), herhangi bir sebepten huzursuzluk baş gösterir ve makul sürede çözümlenemeyip, üstüne üstlük köpürtülürse; yandı gülüm keten helva...
Uzun süren huzursuzlukların mutlak sonucu, sağlığın şöyle veya böyle elden uçup gitmesiyle sonuçlanır.
Üstelik, kronikleşen huzursuzluğun ortaya çıkardığı sağlık problemleri, çoğu zaman çözümü çok zor sorunlar olarak karşımıza çıkar.
Atalarımız boşa dememişler:
"Duvarı nem, insanı gam öldürür" diye...
Yönetilemeyen ve zamanında tedavi edilemeyen huzursuzluklar, baştan tahmin dahi edilemeyen, psikiyatrik, psikosomatik, sinirsel ve denge bozukluklarına dahi sebep olur.
Allah korusun, böyle olunca da,
ne kaliteden, ne de sağlıktan eser kalır.
Asıl olması gereken, insanların yaşantısında bir şekilde yüksek kaliteli huzuru tesis etmeleridir.
En azından yol yakınken huzursuzluğa (Basra harap olmadan) son vermeyi başarmayı öğrenmek ve uygulamaktır.
Evlenirken atılan imzalar, "gemileri yakmak" demektir. Onun için, son nefese kadar, huzuru tesis etmek; olmazsa olmazımız olmalıdır.
Aksi taktirde, vücutlarımız sürekli TOKSİN üreterek, huzurumuzu dağa kaçırır...!!!
Kaliteli yaşamı da, ineğe teptirir...!!!
Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yüce'sine emanet olalım.