Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Kare Dünyanın Kuruluşlarında Giderler Paylaşılarak Azaltılır

Küre dünyanın kare dünyaya dönüşmesiyle, ekonomik yapı ve kültürel doku, kabuk değiştirmiştir. Kuruluşlar ürünlerini, hizmetlerini ve bilgilerini sattıkları insanlara, bir alıcı gözüyle değil, bir abone gözüyle görmeye başlamışlardır. Kuruluşlarla alıcılar arasındaki iletişim ve etkileşim, yeni boyutlar kazanmıştır. Satıcılarla alıcılar arasındaki ilişkilerde, süreklilik sağlıklı büyümenin ve gelirleri artırmanın, en önemli ve değerli kaynağı olmuştur.

*

Üniversitelerde nasıl öğretim üyeleri, en çok soru soran öğrencileri severlerse, kuruluşlarda yöneticiler de en çok eleştiren alıcıları severler. Bu bağlamda kuruluşlar alıcılarıyla ilişkilerinde, “Benimki benim seninki senin” stratejisinden “Seninki senin benimki de senin” stratejisine geçmişlerdir. Kare dünyanın oluşturduğu, kültürde ve ekonomide, giderler paylaşılarak azalırken, gelirler de paylaşılarak çoğalır. Bunun için kuruluşlar bütün alıcılarını, ortakları olarak görmeye başlamışlardır.

*

Kare dünyanın ekonomik yapısında, kendisine önemli bir yer açan, paylaşma havuzları, getirisi en yüksek yatırımlardır. Bilişim ekonomisinde, yazılım boyutunun donanım boyutundan daha değerli olması gibi, paylaşım ekonomisinde havuz sermayesi, finansal sermayeden daha değerlidir. Nasıl bir bilgisayara yüklenen bilgiler, bilgisayardan daha önemliyse, bir kuruluşun oluşturduğu havuzun önemi de kuruluşun öneminden aşağı kalmaz. Havuz büyüdükçe paylaşılacak değerler de büyür.

*

Bilimsel gelişmelerin ekonomik yapıya etkileri konusunda öncü çalışmalar yapan, Alvin Toffler, Lester Throw, Jeremy Rifkin ve Michio Kaku’nun kitaplarında sürekli vurguladıkları gibi, dayanışma, yardımlaşma ve paylaşma odaklı yeni bir ekonomi ve yeni bir kültür inşa edilmektedir.  Dünyada açık kapı ekonomisini inşa edenlerin başında, Vikipedi, Linux, Google, Facebook, Twitter, Khan Academy benzeri, bedelsiz ürün, hizmet ve bilgi sağlayan kuruluşlar geliyor.

Dünyada milyarlarca insan, kazanırken kazandırıyor, kazandırırken kazanıyor. Paylaşım havuzlarının önemini kavrayan kuruluşlar, sosyal girişimcilik ve kurumsal sorumluluk yatırımlarıyla, entelektüel sermayelerini zenginleştirmeye çalışıyorlar. Kültür ve ekonomi bir dağ gibi statik değil, bir nehir gibi dinamiktir. Dönüşen kültüre ve ekonomiye ayak uydurmak için, bütün kuruluşlar ürünlerinden ve hizmetlerinden yararlananları, ortaklarına dönüştürmenin yollarını arıyorlar.

Paylaşım ekonomisinde tüketiciler üreticidirler, üreticiler tüketicidirler. Paylaşmasını bilmek her insanı, hem bir üreticiye hem bir tüketiciye dönüştürmüştür. Anadolu’da yüzyıllardan beri uygulanan imece ya da elbirliğiyle üretim, bütün dünyada geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Kümelenme yaklaşımıyla, üreticiler ve tüketiciler aynı adreste buluşarak, maliyetlerini düşürmüşlerdir. 

İmecede üreticide tüketici, tüketicide üretici görülür. Üretici ileri eğitimi olan tüketicidir.

*

Paylaşımcı ekonomide üreticilerin, sermayeye değil, tüketicilere ihtiyaçları vardır.