Eskiden ismi “kıraathane” idi. Sonra “kahve” ve “çayhane” dendi. Bu içeceklerin yanında şuruplar da ikram edilir, değişik aktiviteler de gerçekleşirdi. Bugün İstanbul’da en meşhur kahveleri; Fazıl Beyin Türk Kahvesi, Mandabatmaz, Latife, Şark Kahvesi, Niyazi Bey’in Türk Kahvesi, Tarihi Bağdat Kuru Kahvecisi, Çorlulu Ali Paşa Medresesi ve Pierre Loti gibi yerlerde içebilirsiniz. Kıraathane bugün değişe değişe en sonunda “cafe” yapıldı. Öyle ki çoğunda da artık Türk Kahvesi yok veya fazla tercih edilmiyor, bunun tam dersi filtre kahve, cafe lotte, Americano, espresso, coppuccino, mocha vs isimleriyle servis ediliyor. Bunların fiyatları da mekanına göre 150 TL’ye kadar fırlıyor.
1963 DİRENİŞİNİN KAHRAMANLARI
Sonbaharda (2022) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde idim. Hergün aralıksız Girne Ozanköy’deki mütevazi Tekin’in Cafesine gittim. Kaldığım mekan Fehim Bey Yokuşuna da çok yakındı ve dolayısıyla her gün uğradım. Sabahları kahvemi Dr. Fazıl Küçük Caddesi üzerindeki Ozanköy Cafe’de içtim. Tekin Arnavut, Rumların katliamlara başlaması ve Türk köylerini yakması üzerine Kıbrıs’taki 1963 Erenköy direnişine katılan bir mücahit. Doğma büyüme bir Türk yerleşim bölgesi olan Ozanköylü. Rum mezaliminin her türlüsünü yaşamış bir Kıbrıs Türkü. Erenköy’de Tük Subaylarından diğer arkadaşlarıyla birlikte askerlik eğitimi almış, Rum ve Yunan terörüne karşı savaşmış. Dolayısıyla eğitimini tamamlayamamış, okuldan mezun olamamış. Esnaf olmakta karar kılmış. Ana dili Türkçe’nin yanında İngilizce ve Rumca da biliyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekatından sonra bir bayram yaşamış. Bugün Ozanköy Cafe’nin sahibi. Hayattaki Kıbrıslı mücahitleri burada sohbet ederken, kahve içerken bulmak mümkün. Benim böyle bir şansım oldu. Mücahitler Arif, Yaşar, Mustafa, Erol, Hilmi vs Beyleri böylece burada tanıdım.
1978’de TRT KKTC Temsilcisi olduğumda yine mücahitlerden Bayrak Radyo Televizyon Genel Müdürü Özer Berkem(rahmetli), Maarif Koleji Müdürü Işılay Arkan ve kardeşi Atay Bey, Basın Yayın Genel Müdürü Şair Oktay Öksüzoğlu, bugün KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Zorlu Töre gibi dostlarımızı da tanımıştım. Onları ya da ailelerini ziyaret etmeden Türkiye’ye dönmem. Özer Berkem’in ailesine de bir vesileyle taziye ziyaretinde bulundum.
GÜNÜN RONTGENİ
Tekin’in Kahvesi yol üzerinde olduğundan renkli, pahalı otomobiller, inşaat arabaları vızır vızır geçer. Birkaç milyonluk araçların içinde çoğu zaman gençler hava atar. Sürücülerin önemli bir kısmı da bayanlardır. Sohbet ederken laf lafı açar 72 milletin bulunduğu Adada kara paranın ve uyuşturucunun cirit attığı tartışılır. İddiaya göre Rum kesimindeki bu iki önemli sorun Türk tarafına da ihraç edilmiş. Üç beş milyonluk “bu arabaları kim alır ve nasıl biner?” sorusunun cevabı konuşulur. Mafya denir, adanın en zenginlerinden Halil Falyalı Cinayeti bir macera filmi gibi hatırlanır. Kıbrıs ile alakalı terör örgütü lideri olduğu iddia edilen Sedat Peker’in anlattıkları dillendirilir.
Kahvedeki masa üzerindeki Kıbrıs Gazetesi okunur. “Domates 3 liradan geliyor peki neden Kuzey Kıbrıs’ta 35 liradan satılıyor” manşeti dikkat çeker. Kuzey Kıbrıs Elektrik Kurumu KıbTek ihalesi bir başka manşet. Esnaf gelen elektrik faturalarından şikayetçi. Bir esnaf aylık neredeyse 3000 TL elektrik faturası ödüyor. İddiaya göre KıbTek çalışanlarının maaşları konumu ne olursa olsun bir genel müdür geliri kadar yüksek. Bu da fiyatları ve zamları birbiri ardından getiriyor.
Medya gerçekten KKTC’de özgür. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hükümet, bakanlar bile eleştiriliyor. Hiçbir gazeteci sabaha karşı evinden alınıp savcılığa götürülmüyor. KKTC Medyasına göre; siyaset, mafya ve siyaset üçgeni sokakta kol geziyor. Rüşvet aldı başını gidiyor.
Pahalılık, torpil ve işsizlik insanları canından bezdiriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Amerika’nın Yunanistan ve Ege adalarının silahlanmasına katkı vermesi, Kıbrıs’ta üs kurma girişimleri de eklenince sorun Arap saçına dönüşüyor.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin temeli 15 Kasım 2022 içinde atılacak. Önce Kıbrıs Türk Federe Devleti olarak ilan edilen, 15 Kasım 1983’te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak açıklanan bu tarih Cumhuriyet Bayramı olarak adada kutlanıyor. KKTC Külliyesi Ankara ile aynı ama minyatürü. Camisine kadar yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan temel atma törenine gelirse, açılışta alkol ikram edilmeyecek.
DİN ADAMLARININ TİCARETE YÖNELMESİ
Kahvede otururken milli giysileri içinde bir Bengaldeşli emekçi selam vererek önümüzden geçti. Mustafa “Camide bize de dua et de yağmur yağsın. Su sorununuz devam etmesin.” Dedi. Bengaldeşli “Yağmur Duası mı?” diye sordu. “Evet” cevabını alınca Bengaldeşli “Gel birlikte edelim. Duaya daha fazla insan katılsın, Allaha kabul etsin” dedi. Mustafa “Yok yok sen, camiye gidiyorsun, senin duan daha makbul” dedi. Ozanköy Camii’ndeki cemaat genelde Pakistan ve Bangaldeşlilerden oluşuyor. Namazlar camide böylece kılınıyor. Kuran Kursuna da çoğunlukla bunların çocukları gidiyor. Türk öğrenci yok denecek kadar az. Kuran öğrenen talebelere Ankara’dan gönderilen bisikletler de bu öğrencilere dağıtıldı. O gün Cuma namazında imam hutbesinde avret yerlerinin örtünmesi konusunda konuştu. Şaşırdım. Oysa Pakistan ve Bangaldeşliler ve Pakistanlılar zıbın ve içine de pantolon giyiyorlar. Kahvede sordum “Hiç imam efendi sizinle tanışmaya falan gelip çayınızı içti mi? Hepsi birden “namazı kıldırır kıldırmaz, eşinin işlettiği markete gider” dediler. İçim cız etti. Bu örnekleri Avrupa’daki din adamlarımızda fazlasıyla görmüştüm. KKTC Din İşleri Başkanı Türkiye’den atanıyor. Genelde de ilahiyatçı bir akademisyen. Keşke bunları takip edebilse.
İNŞAAT SEKTÖRÜ ÖNDE
Kuzey Kıbrıs’ta, güneyli Rumlar alışveriş yapar, araçlarını benzin doldurarak geri dönerler. Çünkü AB içindeler ve paraları Euro. Rumların şikâyeti gençlerin Rumca değil, İngilizce konuşmaları, aile konusunda duyarsız bulunmaları.
Tekin diyor ki “Eğer bugün Erdoğan Güzelyurt üzerindeki barajı yaptırmasaydı susuz kalacaktık. Şimdi de inşaatlar aldı başını gidiyor, siteler, yüksek binalar yapılıyor. Birkaç sene içinde bu baraj da kâfi gelmeyecek.” Gerçekten Girne merkezde ve İskele ilçesinde de çok yüksek binalar hem trafiği ve hem pahalılığı artırıyor, görselliği zedeliyor.
AMERİKA ADAYI KAŞIYOR
KKTC’nin en önemli iki gelir girdisi turizm ve üniversite. Korana salgını bütün dünyada olduğu gibi burayı da etkiledi. Yıl içinde yerel seçimler var. Belediye sayısı 28’den 18’e düşürüldü. Pahalılık, enflasyon, işsizlik yönetimi etkiledi. Netice hükümeti oluşturan UBP-DP-YDP koalisyonuna karşı, muhalefete daha cazip gibi görünüyor. Ancak muhalif CTP kazansa bile değişen bir şey olmayacak. Türkiye için olumlu konuşmayan CTP Milletvekili Doğuş Derya sadece batılı ve Rum dostlarının sayısını artıracak. Çünkü CTP’li Mehmet Ali Talat cumhurbaşkanı seçildi; Rahmetli Denktaş’ı üzen Talat’ın Ankara’yı arkasına almasına rağmen Adada yaprak kıpırdamadı.
Rüzgarın nasıl eseceği galiba kahvedekilerin tavrına bağlı, oturuşuna ayarlı. Amerika’nın batının yaramaz çocuğu Yunan ve şımarık Rumlara silah yardımı yapmasına, onlar için yeni planlar uygulamasına bağlı değil. Çünkü Kıbrıs Tarihi panoramasından hatırlanacak tarihi dersler görünüyor. Tekin’in Cafesinde meşhur Mardo dondurma da var, limonata ve portakal suyu da. Aynı bir üniversite kantini gibi. Akademisyenlerin sustuğu bir dönemde kahvedekiler konuşur, halk ferasetini gösterir.