‘Muhakkak ki Allah; iyiliği, akrabaya yardımı emreder. Çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’ (1)
Bu Âyet-i Kerime’nin gereklerini yerine getirmek için en dikkatli davranılan dönem, Ramazan ayıdır. Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delillerini insanlığa tebliğ eden Kur’an-ı Kerim’in indirildiği aydır.
Huzur ve paylaşmayı ifâde eden, rahmet ve bereketi ile hepimize mutluluklar getiren mübârek Ramazan ayı sona erince Ramazan Bayramı’nı idrak edeceğiz.
Ramazan ayı ile Türk yurtlarının bâzılarında ‘Oruç Bayramı’ olarak da anılan Ramazan Bayramı arasınd
Bayram, önemli bir olayın sevinçle ve topluca yaşanmasıdır. Ramazan Bayramı da ‘Onbir ayın sultanı’ olarak anılan ve her yönü ile önemli olan Ramazan ayında, Hak Taala’nın emirlerini yerine getirerek yaşayan insanların; sevinç içerisinde ve topluca mükâfatlandırılmasıdır.
Ramazan ayı; başlangıcı rahmet, ortası mağfiret (*) ve sonu da cehennem ateşinden kurtuluş ayıdır. Ramazan ayında; kurtuluş için emredilenleri yapabilenler, ilâhî ziyâfet günleri olan Ramazan Bayramını doyasıya yaşarlar.
Ramazanda ibâdetin ağırbaşlılığı, bayramda aşkın heyecanı vardır. İbâdet insanı pişirir, aşk ise olgunlaştırır.
Ramazan ayı boyunca iman, zikir ve şükür ile küfürden, ibâdetle nefsin kirlerinden, zekât vererek kul hakkından kurtuluruz. Böylece bayramları yaşama hakkını kazanırız. Cenab-ı Allah, yaptıklarımızı; keremi ile kabul buyurup mukabilinde rızâsını bahşedecektir inşallah.
Rabbim ! Rızânı kazanamayanlara; kullarına armağan ettiğin bayramlar hürmetine, âlemleri kendisi için yarattığın Habib’in niyazına, rahmet olarak indirdiğin Kur’an-ı azîmü’şan hatırına imdat kıl. Medet diliyoruz. Medet… Medet… Medet… Ya Rabbimiz.
* * *
Ramazan… gelişi bayram, gidişi bayram olan bir mübârek aydır.
Bayram, yalnızca sevinmek günü değildir. Aynı zamanda sevindirmek günüdür. Bayram, Cenab-ı Allah’ın kullarına, kulların da Allah yolunda olanlara ikram günüdür. Seven sevilir, acıyan ilâhî merhamete nâil olur. İyilik yapan iyilik bulur, iyi insanlar kervanına katılır.
Bayram günlerinde Müslümanlar, güler yüzlü olurlar. Kırgınlıkları-dargınlıkları unuturlar. Çocukları, yetimleri ve fakirleri; hediyeler vererek veya hoşuna gideceği sözler söyleyerek sevindirirler.
Bayram; geçici olanların câzibesinden kurtulup kalıcı olana, Rahman olana, Rahim olana, yegâne büyük olana yönelmenin neş’esidir. O ne büyük bir pınardır ki savaşta bile yaşama sevinci akıtır oluklardan. Ne büyük rahmet ve berekettir ki kıtlıklarda bile bolluktur. Masanın-sofranın üzerindekilerle ve etrafındakilerle…
Bayram; inananların, inandıkları gibi yaşayanların gönlünden doğan bir sevinç buketidir.
Oruçla, ibâdetle, iftar ikramlarıyla, fitre ve zekâtla büründüğümüz geçici melekleşme hallerinin ruhumuza sinmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Kaadir-i mutlak, cümlemizi; gelişi sevenleri, gidişi kendisi için bayram olan değerli misâfirlerden eylesin.
Yüce Mevlâ’m ! Yarattığın bitkilerin ve ağaçların dallarındaki yapraklar sayısınca şükürler olsun sana. Şükürlerimize; zenginliğince, büyüklüğünce ve şânına yakışır ölçüde karşılık niyaz ediyoruz senden.
Rabb’im, sen her şeye kaadirsin. Alıp-verdiğimiz her nefes için bin defa şükredersek, her şükrümüz için milyon katınca, milyar katınca karşılık verirsin.
Lütfeyle Rabb’im.
- Nalh Sûresi, 90. Âyet. (*)
mağfiret: Cenab-ı Allah’ın, biz kullarının hatâ ve günahlarını örtmesi, affetmesi.