Yüreğini makine gibi kullanan kişi aklı selimi kaybeder.
Hikayenin kaynağı pek eski, biz de eskiler gibi başlayalım söze:
Raviyan-ı ahbar ve nakilân-ı asar ve muhaddisan-ı ruzigârdan Werner Heisenberg ve Gareth Morgan Çinli bilge Chuang-Tzu'ya atfen (Zhuangzi) şöyle rivayet ve bugûna hikâyet ederler ki... Tzu-Gung, Han nehrinin kuzey bölgelerinde seyahat ederken meyve bahçesinde çalışan yaşlı bir adama denk gelir.
Adamcağız kazdığı bir sulama arkına bin bir emek ile kuyudan su taşırmış. Her seferinde kolay mı inip kuyuya çıkmak diyelim ki bir fıçı suyla? Yüreği elvermeyince Tzu-Gung'un, akıl vermek istemiş. Merak edince yaşlı çiftçi, hani "seren" derler, bildiğin kaldıraç yani, bir güzel tarif etmiş.
Teşekkür beklerken Tzu-Gung bir de bakmış adamın yüzü hiddetten kıpkırmızı kesilmiş. Gene de dizgin vurup hiddetine, yaşlı çiftçi şöyle demiş tane tane :
"Hocamdan duyduğuma göre, makine kullanan kişi tüm işlerini makine gibi görmeye başlar. İşlerini makine gibi görmeye başlayan kişinin yüreği makineye döner. Göğsünde makine bir yürek taşıyan kişi sadeliğini kaybeder. Sadeliğini kaybeden kişi, ruhunun ulaşmaya çabaladığı şeyden emin olamaz.
Ruhun ulaşmaya çabaladığı şeyden şüpheye düşmek aklı selime aykırı düşer. Böyle şeyleri kullanmamam cehaletimden değil, edebim gereğidir."
(Photo by Ales Dusa on Unsplash)