Mualla çok güzel bir kaplumbağaydı. Süse gezmeye çok meraklıydı. Bahçenin
dışarı açılan kapısına gidip,
- Gencim güzelim ömrüm bu bahçede mi geçecek diye söylenirdi. Bir gün bahçe kapısını açık bulunca kaçtı gittti. Öyle ki, kocasına veda bile etmedi. Osman gururlu, iyi huylu centilmen bir kocaydı. Kendine hoş çakal bile demeden giden karısını hiç aramadı. Üç senedir bahçede yalnız yaşıyordu. Tek eğlencesi günde bir defa kendini salatalık ve marulla besleyen Aybike abla ve güneş abla idi. Şimdi bu komşular gelmişti. Birkaç gün sonra Osman bahçede dolaşan Hulki Beye rastladı,
- Neyin var, pek keyifsiz görünüyorsun diye sordu. Hulki de ona,
- Taşınacağız bu ev çok güzel ama bir türlü akşam olmuyor. Uykusuzluktan perişan olduk.
Gece uykusuna hasret kaldık. Sahi sen ne yapıyorsun? Osman ona,
- Ben alıştım. Uyuyorum diye cevap verdi… Ayrıldılar. Osman,
- Bu kurbağalar da akıl yok galiba. Sokak lambasının altında ev tutuyorlar. Gece karanlığı bekliyorlar. Güneş batar, lamba yanar lamba söner güneş doğar diyerek bir yandan da gülerek bahçeyi turlamaya devam etti.. Ertesi sabah Hulki Osmanla vedalaşmaya gelince Osman Hulkiye ben derdinize çare buldum der ve sorar,
- Necmiye hanım dikiş biliyor mu?
- Evet der Hulki,
- O zaman havuzun üstünü örtecek kadar geniş bir perde diksin.
Güneş batınca perdeyi çekin uyuyun. Diye bir çözüm bulur.
Hulki Bey ve karısı Osmanın şerefine bir parti daha verirler.
Tam gece yarısı bir ses duyulur.
- Kim bunlar gece vakti gürültü yapıp beni de etrafı da rahatsız edenler diyen eli tüfekli balkona çıkan Mehmet Dede ve Bayan Tamarayı görürler. Mehmet Dede devam eder.
- Bayan Tamara! Yarın ilk işin bu havuzu boşaltıp kurbağaları dışarı atmak olsun. Yarın burada bir tane kurbağa görürsem hepsini tüfeğimle kovucam diye bağırır. Hulki Bey ve ailesi o kadar çok korkarlar ki eşyalarını hemen toplayıp sabah olmadan evlerini boşaltırlar.
Osman bey de bahçede hayatına devam etmektedir
YAŞAR AKDAŞ
NOT: Kaplumbağa Osman Bey yazlıkta ki bahçemizde yaşayan10 yaşındaki kaplumbağamdır.