“Çocuklarınıza çok değerli birer hazineymiş gibi bakın, onları ve kendinizi onurlandırın.” Bernie Siegel
Montessori Eğitimi’nin Temel Özellikleri;
Büyüklerle küçüklerin bir arada bulunması çocuklarda toplumsal bilinci ve kendine güveni geliştirir.
Çocuklar öğretmenlerinin uyarıları yerine, kendi hatalarını kendileri düzeltirler.
Bireysel öğrenme, çevre içerisinde gerçekleşir. Her bir çocuk farklı bir adımda büyür, bu onun gelişimini destekler.
Somut öğrenme üzerinde durulur. Çocuklar kavramları gerçek hayatta yaşayarak öğrenir.
Montessori sınıflarında bütün materyaller çocukların erişebileceği yerlerde bulunur. Masa, sandalyeler çocukların kullanabileceği kadar küçük, duvardaki resimler çocukların göz seviyesinde olacak şekildedir. Bu düzenleme, çocuğun istediği materyali seçmesine imkan sağlanır.
Çocuklar eğlenerek, araştırma isteğiyle çalışırlar. Doğal liderlerdir, yeni görev almaktan mutludurlar. Onların ilgileri işin sonunda çıkan üründen ziyade işin kendisidir.
Montessori eğitimi, çocuklara doğal bir sorumluluk hissi verir.
Çevre, çocuklar için hazırlanmıştır. Odadaki her şeyin raflarda özel bir yeri vardır.
Çocuklar öğretmen tarafından değil, kendi gelişim ihtiyaçları tarafından motive edilirler.
Çocuk deneyimlerini mutlaka kendisi yaparak kazanır.
Çocuk materyallerin özellikleri sonucu duyularını hassaslaştırır ve öğrenir.
Çocuğun çalışmasında ona seçme özgürlüğü sağlamak önemlidir.
Gerçek hayatla ilişkiler kurulur. Çevre çocuğun yaşadığı kültürel çevreye uygun hazırlanır.
Materyalin çekiciliğine özen gösterilir (temizlik, bütünlük, renk uyumu).
Bu gelişime yetişkinler etki edemezler. Çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar. Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Çocuğun güçlü bir karakterde yetişmesini sağlamak için “bir bakıma fiziksel ve ruhsal bir hijyene” ihtiyaç vardır. Bu durumda yetişkinlerin görevi çocuğun içindeki yeteneği ve gizil gücü uyandırmak ve onları gelişim sürecinde desteklemektir.
Montessori yönteminin özü, çocuğa önceden hazırlanmış bir çevrede kendi kendini geliştirebileceği şekilde hareket ve faaliyet özgürlüğü tanımayı amaçlayan, kendi kendine oluşan ve gelişen bir yöntem ve sistem anlayışıdır.
Çocuk, öğrenme arzusunu ve kendi yeteneklerini geliştirme potansiyelini desteklemek için hazırlanmış, çocukların isteyerek yararlandıkları, zekâlarını kullanarak hareket ettikleri çevreden faydalanmaktadır.
Montessori eğitim yöntemi, günümüzde birçok ülkede uygulanmakta ve çocukların gelişimleri üzerinde pozitif ilerlemeler kaydedilmektedir.
Sevgiyle kalın…