Dünyanın gündüzden aydınlık gecesi kadir gecesidir. Kadir gecesi insanın Allah’ın kelamı ve sözleriyle buluştuğu bir zamandır. Bu zamana Kadir Gecesi diyen de Yüce Allah’tır.
Allah’ın kelamı yani Kur’an-ı Kerim kadir gecesinde indirildi. Kelami ayetler bu gece insanın en sevgilisi Hz. Muhammed ile buluşturuldu. İnsan kadir gecesinin değerini hiçbir zaman tam olarak bilemeyecektir, idrak edemeyecektir. Çünkü Cenab-ı Hakk bu gecenin, bin aydan daha hayırlı olduğunu beyan ediyor. Allah’ın melekleri ve kelamı her işi Allah’ın rahmetiyle bu gecede başlattı. Şafak vaktine kadar, her şey takdir edildiği gibi oldu. Kur’an’ın indirilişine selam verdi.
Allah, ayetleriyle insanı buluşturduğu zamana; Kadir Gecesi diyor. İnsan Allah’ın kadrini ve kıymetini bildiği insana saygı duymalı. İnsan; emek vererek üretmeli, kazanmalı, harcamalı, zekat ve sadaka vermeli. Yalan söylememeli, insanı yanıltmamalı. Hak ve adaletten ayrılmamalı. İnsan taşkınlığı engellemeli, taşkınlığa karşı durmalı. İnsanın emeğini çalanlara karşı durmalı.
Kadir gecesi, bir kader gecesidir. Kader bir ölçüdür, değerdir. Allah herşeyi bir takdirle başlattı, takdirle devam ettiriyor. İnsan türünün aşama aşama yaratılışı, bu türün her şeyi Allah’tan öğrenmesi, gruplara, milletlere, ailelere ayrılması ilahi kudretin bir tecellisidir. Kimi insanlar ölür, yerine başkaları gelir. Kimi milletler, Sümer, Babil ve Akad’larda olduğu gibi ölür yerine yenileri gelir. Kadere rıza, kaderi inşanın yoludur. Herkesten rızalık dileyelim.
Kader bir ölçünün, tartının tecellisi veya yansımasıdır. Kadir Gecesi kaderin gecesidir, kaderimizin ihyası ile sonuçlanmalı. Her şeyde ölçülü olmak gerekir. Haddi bilmek insan olmaktır. İnsanları hadsizlikle itham eden hadsiz yöneticilerden olmayalım.
Kadir Gecesi’nin anlamını idrak etmek için insan yavaşlamalı. Kendi üstüne düşünmeli. Bir nefesin kendi bedeninde sayılamayacak kadar çok, dönüşüme, harekete ve davranışa neden olduğunu idrak etmeli. Belki o zaman bir gecenin bin geceden nasıl hayırlı olduğunu hayal edebilir.
İnsanın bazen yavaşlaması, kendi üzerinde düşünmesi, kimliğini idrak etmesi, varoluşunun nedenlerini anlamaya çalışması gerekir. Bunu yapmadığı müddetçe yaşadığını fark etmez; hep yaşayacağını umduğu ve ne olduğunu bilmediği meçhul bir zamanın peşinde seğirten bir meteor gibi koşturur. Meteorun hareketi şeytanın hareketinin bir misalidir. İnsanın koşturmaktan geri durması, durup düşünmesi, bilmesi ve öğrenmesi gerekir.
Bu mübarek ayda, çok güzel günler ve geceler yaşamış olmanın bilinci, yüreklerimizi hafifletiyor, olmalı. Ramazan hayatı bir kasvet, ağırlık, dehşet ve ızdırap olarak değil; bir selamet, dinginlik, hafiflik, sürür ve mutluluk olarak idrak etmeye dönüştürmeli.
Kur’an’ın indirilmesine duyulan şükür, Kur’an-ı okuma ve anlamayla sonuçlanmalı. Bu gece kutludur. Bizler de bu geceyle kendimizi yenileyelim. Kurtuluşu kendimizi arındırmada bulalım. Başkalarına yönelen bir dini tebliğ; her zaman nefis terbiyesine neden olmaz. Çoğu kere riyaya, gösteriye ve kibire neden olabilir.
Bugün İslam toplumu, başkalarını etkileyerek cihat yaptığını sanan gafillerin ortaya çıkardığı terörün altında eziliyor. Herkes kimin kazandığını, kimin kayb ettiğin bir tüccar gibi konuşuyor. Unutmayın ki kendini tezkiye etmeyen bir nefis, hiçbir zaman hiçbir şey kazanamaz. Gecenin bereketinden yararlanmayı Cenab ı Hakk’tan diliyorum.