Kafkaslarda, Orta Doğu'da ve Balkanlarda yaşayan Türklerin İslâmlaşma sürecini hızlandıran tasavvuf âlimidir. Emevîlerin on binlerce kişilik orduları ile yapamadığını, tek başına dili ve kalemi ile başarıyla gerçekleştirmiş, gönülleri fethetmiş, fethettiği gönüllere Allah ve Peygamber sevgisini yerleştirmiş ve geliştirmiştir.
800 yıl ötesinden günümüze ulaşan düşünceleri, fikirleri ve hikmetleri hâlâ ter-ü tâzedir. Çağımız insanına rehber olmaya devam ediyor.
Ahmed Yesevî'nin, arı-duru Türkçesiyle Kıpçak bozkırlarında inşa ettiği sevgi medeniyetine, o günün insanı kadar günümüz insanının da ihtiyacı vardır. Belki daha fazla...
Ahmed Yesevî’nin ‘Hikmetler’ olarak anılan sözlerinden birkaç örnek:
Cenneti uman kullar tevbe etsin,
Tevbe edip Allah’a yakın olsun.
Hayır, cömertlik yapan, yetim gönlü alanı,
Dört halifeyle berâber Kevser başında gördüm.
Kadı olan âlimler, para-rüşvet yiyenler,
Öyle âlimleri Cehennem ateşinde gördüm.
Zâlim olup zulmeden, müminleri inciten,
Kara yüzlü mahşerde, kolu arkaya dönmüş gördüm.
Kul Hoca Ahmed hazîne açtı, ince ve cevher saçtı,
Bu sözü dinlemeyeni gaflet içinde gördüm.
Bir gün ömrün sona erecektir.
İyi amelle gidersen yerin cennettir.
Helâli bırakıp her haramı yersen,
Gidip orada azabı çekmek gerekecektir.