Paradan ve zamandan daha bol hiçbir şeyi olmayan bir adam, kedisine, çay servisi yapmayı öğretmiş. Bir dostu misâfir geldiğinde, ‘Bak şimdi, mutfağa gidecek, bir tepsi içerisinde bize çay getirecek’ demiş ve işâretlerle kediye tâlimat vermiş. Misâfir, ‘Keşke daha faydalı bir iş öğretseydin. Kedinin fabrika ayarında çay servisi yapmak yoktur’ demiş. Kedi bir müddet sonra, ön ayaklarıyla tuttuğu çay tepsisi ile arka ayakları üzerinde yürüyerek salona girmiş. Tepsiyi tam orta masanın üzerine bırakacağı sırada, dolabın altından bir fâre çıkmış. Salonu boydan boya ve hızla geçtiğini gören kedi, tepsiyi elinden fırlatıp fârenin peşine gitmiş.
Çakma kafaya takma akıl iflâs etmiş.