Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Cumhuriyet Olmayı Benimseyen Ülkelerde Yöneticiler Ömür Boyu Seçilmezler

Bir yandan yazılan, bir yandan silinen tarihin, geçmiş yüzyıllarından bakmadan, gelecek yüzyılları görülmez. Yönetim konularında, üretim alanlarında geçmiş yüzyıllardan gelen bilgi ve bilgelik birikimleri, gelecek yüzyıllara ışık tutar. Babadan oğula geçmeyen cumhuriyet yönetimi denilince, Batı dünyasında akıllara, Atina yönetimi gelir. Ancak Atina’da çoğunluğun oylarına değil, azınlığın oylarına dayanan bir yönetim örneği verilir.

İslam dünyasına bakıldığında, “Dört Halife Dönemi”nin Medine’sinde, Cumhuriyet yönetiminin temellerinin atıldığı görülür. Onların yönetime gelmede, değişik seçim örneklerinin görüldüğü dönemlerinde, yöneticilik görevi babalardan çocuklara geçmez. Onlar danışmaya önem veren yönetimde, erdemli devletin yönetim ilkelerini ortaya koyarlar. Ve seçimlerle dolu dönemleri, gelecek yüzyıllarda Müslüman ülkelerce geliştirilerek izlenir. 

“Danışmasız devlet yönetimi olmaz” diyen, İkinci Halife Ömer döneminde erdemlilikte bütün dünyaya örnek olan sahabilerden oluşan bir “Danışma Meclisi” oluşturulur. Ayrıca Son Peygamber’i yakından tanıyan, yönetimdeki ilkelerini bilen, hepsi eşitler arasında birinci olan Medinelilerin ve Mekkelilerin görüşlerini açıklamaları saygıyla karşılanılır, yönetime katılmaları özendirilir. Yalnızca görüşlerin ana kaynaklara ve uygulamalara dayanıp dayanmadığına bakılır. 

Erdemli devletlerde yönetim, giyene büyük sorumluluklar yükleyen, ateşten bir gömlek olarak görülür. Yöneticiler toplumun bütün kesimlerinin, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak ekonomik ortamı oluşturma sorumluluğu taşırlar. Ve sorumluklarını yerine getirirken, yalnızca insanların değil, bütün canlıların haklarını korurlar, iç ve dış güvenliğe büyük önem verirler. Onların hukuku her şeyin üstünde gören yönetimlerinde, kimseye haksızlık yapılmaz, kimse haksızlığa uğramaz.

Yönetimde benimsenecek yapılar ve yöntemler, yüzyıllar içinde oluşur, geçmiş yüzyıllar bilinmeden, gelecek yüzyıllar görülmez. Son Peygamber’in hazırladığı Medine Sözleşmesi’nin uygulandığı “Büyük Halifeler” döneminden sonra, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar cumhuriyet geleneğini sürdüremezler, yönetim babalardan çocuklara geçmeye devam eder, çocuklar arasında kanlı yönetim savaşları yaşanır. 

Tanzimat’tan beri yönetimde yenilenmeye çalışılan Türkiye’de, Sultanlık’tan Meşrutiyet’e, Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçilir. Anadolu’nun bin yıllık yönetim tarihinde, yönetimler yönetilenlere ne kadar hizmet ederlerse, o kadar benimsenirler ve o kadar uzun ömürlü olurlar. Ana kaynakları Türkistan coğrafyasında verilen Anadolu kültüründe, “Halka hizmet ‘Hak’ka hizmet” kabul edilir. Toplumun bütün kesimleri, birbirleriyle hizmette yarışırlar. 

Yönetimin Kutsal Kitap’ların ışığında oluşan, her dönemde geçerliğini koruyan değerleri, bütün ülkeler için büyük önem taşırlar.

Yöneticiler yüzyıllar içinde verilen yönetim örneklerini içselleştirmeden, unutulmayan yönetim örnekleri veremezler.

Yönetimlerin görevleri güvenliği ve adaleti sağlama yanında, toplumun bütün kesimlerinin üretim güçlerini büyütmektir.