Bugün Kurban Bayramının ikinci günü. Akça Koca Kültür Platformu idârecilerinin, mensuplarının ve çevresindeki insanların ve de bütün okuyucularımın Kurban Bayramını tebrik ederim.
Kurban; Allah'ın verdiği her türlü nimete, özellikle hayat nimetine şükredilmesi, ayrıca günahların, dinî ihmallerden kaynaklanan hatâların ve noksanlıkların affedilmesine vesile olması ümit ve inancı ile kesilir. Bu suretle, Üç dinin de peygamberi olduğu belirtilen İbrâhim Peygamberin hâtırâsı yaşatılmış olur.
Kurban, Allah'ı anma ve şükür vesilesidir. Kurbanın cinsi, kesim usûlü, etine yapılacak işlem ve kurban kesme davranışının Allah katındaki mânâsı âyetlerde açıklanmıştır:
Saffat suresi 107. âyet: Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Bakara suresi 196. âyet: Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdır.
Maide suresi 27. âyet: (Ey Muhammed!) Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, ‘Andolsun seni mutlaka öldüreceğim’ demişti. Öteki, ‘Allah, ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder’ demişti.
Maide suresi 97. âyet: Allah Kâbe’yi, Beytülharâm’ı, haram ayı, boyunları bağsız ve bağlı kurbanlıkları insanların maddî ve mânevî hayatları için destek kıldı. Bu, Allah’ın göklerde ve yerdeki her şeyden haberdar olduğunu ve Allah’ın her şeyi bildiğini anlamanız içindir.
Hac suresi 28. âyet: Gelsinler ki, kendilerine ait birtakım menfaatlere şâhit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.
Hac suresi 33. âyet: Sizin için onlarda belli bir zamana kadar birtakım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)’dir
Hac suresi 34 ve 35. âyet: Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin Tanrınız tek bir Tanrı'dır, O'na teslim olun. Allah anıldığı zaman kalbleri titreyen, başlarına gelene sabreden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan sarfeden ve Allah'a gönül vermiş olan kimselere müjde et.
Allah katında asıl değerli olan, kurbanların etleri ve kanları değil, kurban sâhibinin Allah'a olan bağlılığı ve davranışındaki samîmiyetidir. Hakâkatte, kesilen kurbanın eti ve kanı Allah'a gerekli değildir. Allah bu vesileyle sâdece müminlerin, takvalarına ve takarrub (yakınlaşma) hislerine bakmaktadır.
Ayrıca kurban, işlenmiş bazı günahların affedilmesine vesiledir. Hz. Peygamber (sav), kurbanı kesilecek olan Hz. Fâtıma'ya ‘Kurbanının yanına git ve onu tâkip et. Onun akıtılan ilk kan damlasıyla, senin geçmiş günahların affedilecek’ buyurmuştur. (Hâkim, Müstedrek, 4/247)
Her yıl Müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu, bir Müslümanın Allah'a ibâdet ve O'nun emrine sarılmak için her şeyi fedâ edebileceğinin sembolüdür.
Cenab-ı Allah, kurban kesenlerin kurbanını kabul buyursun.
Bütün okuyucularımın, daha nice bayramlara, sevdikleri ve sevenleriyle birlikte sağlık ve huzur içerisinde erişmesini niyaz ediyorum.