Adam eşiyle birlikte eksik gedik almak için, çarşıya gitmeye hazırlanırlar.
Erkek daha erken hazırlanır ve eşinin de hemen hemen hazır olduğunu görünce, aşağı iner ve arabayı çalıştırır.
Kapıda görünen eşi, birdenbire geri döner.
Adam eşinin bir şey unuttuğuna hükmeder ve sabırla beklemeye başlar.
Arabayı da hemen geri döner beklentisiyle durdurmak istemez.
Fakat hatunun geri dönüşü uzadıkça uzar. Adam haklı olduğunu varsayarak, öfkelenmeye başlar.
Nihayet, epey sonra hanımefendi telaşla ve hızla gelip çalışan arabaya biner.
Beyin yüzü asıktır:
- Hiç gelmeyeceksin artık zannetmiştim.
- Ne oldu ki, geldim işte.
- Geldin de neçeden sonra.
Bu kadar uzun süre beni bekletmeye ne hakkın var?
Hem bu araba su mu yakıyor hatun?
- Yaavv, işim olmasaydı geri döner miydim?
- İşin tam giderayak, beni bekletmek için mi aklına geliyor? Bravo sana.
- Sana bravo. Sanki kıyamet koptu...
- Hem suçlu hem güçlü oluyorsun dikkat et...
- Suçlu da değilim, güçlü de.
- Hadi oradan, beni bu kadar bekletmeye ve benzin yaktırmaya hakkın olmamalı.
- Sen de ne olaydı da benim özeline birazcık saygılı olaydın keşke...
- Bak bak, hanımefendiye.
Neymiş benim bilmediğim ve saygı göstereceğim senin özelin?
- Son anda tuvalet ihtiyacım ortaya çıktı. Rahatsızlandım. Bu şekilde dışarıya çıkamazdım. Çok özür dilerim.
- Ah be hatunum, asıl ben senden özür dilerim kırdığım için.
Gerçekten sen haklıymışsın.
Bunu düşünemedim.
Hakkını helal et bi tanem.
- Esağfurullah beyim.
Helal olsun, sen de helal et.
Selam, sevgi ve dualarımla
Yüceler Yüce'sine emanet olalım.