TÜİK verilerine göre, boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 oldu. Evlilik süresine göre boşanmalar incelendiğinde, 2021 yılında gerçekleşen boşanmaların %2,3 ü evliliğin ilk birinci yılı, %33,6'sı evliliğin ilk 5 yılı, %20,9'u ise evliliğin 6-10 yılı, içinde gerçekleşti.
Demek ki evliliğin ilk yıllarda boşanmalar fazla oluyor.
Aile geçimsizliklerinin pek çok sebebi vardır. Ancak bu yazımızda bize göre temel sebeplerden biri olan ortak bir amaç ve anlam üzerinde duracağız.
Güçlü evliliklerde, eşler derin bir anlam duygusu paylaşırlar. Birlikteliklerinde bir amaç duygusu geliştirirler. Evliliklerde ortak bir amaç yoksa, eşler bitmek bilmeyen ağız dalaşlarına girerler. Ana konuları değil önemsiz konuları konuşurlar. Gereksiz harcamalar yaparlar ve bunlardan saatlerce marifetmiş gibi bahsederler. Çoğu kavganın sebebi, tuvalet kapağının açık veya kapalı oluşu, çöpü çıkarma sırasının kimde olduğu gibi önemsiz ve incitici konulardır.
Anlaşmazlıkların kökeninde yaşama tarzı, kişilik ve değerlere ilişkin köklü farklılıklar vardır. Bu farklılıklar sebebiyle eşler evliklerinin amacını ve anlamını bir türlü oluşturamazlar. Evliliklerinin neden değerli olduğunu, hangi amaçları gerçekleştirmek için kurulduğunu fark edemezler. Bu sebeple evliliği yıkıma uğratacak söz ve davranışlardan uzak duramazlar.
Özellikle yeni evlenenlerde geçimsizliğin temel sebebi ortak ve derin ortak bir anlam duygusunun olmayışıdır. Eşler birlikte bir kültür geliştiremiyorlar. Evlilikte ortak bir anlam duygusu varsa, çatışma o kadar şiddetli olmaz. Anlam duygusunun oluşması ve kaynaşması için eşler birbiriyle açık sözlü ve saygılı biçimde sohbet etmelidirler. Bunun için ailede her iki tarafın inançlarından dürüstçe söz edebileceği bir ortam oluşturarak ailenin manevi yapısı iyice belirgin hale gelmelidir.
John Gottman’ın ifade ettiği gibi “Evliliğiniz üzerinde her gün kısa bir süre çalışmanızın sağlığınıza ve ömrünüze katkısı, bir sağlık kulübünde egzersiz yapmaktan daha fazla olacaktır. Yapılacak ilk iş eşlerin birbirlerinin değerlerini keşfetmeleridir.
Bir kişinin değerlerini keşfetmek, onun için neyin önemli ve neyin önemsiz olduğunu anlamaktır. Hayatı anlamlı kılan şeylerden biri de, ulaşmaya çalıştığımız hedeflerimizdir. Her insanın bazı çok pratik hedefleri de vardır.
Karşınızdakinin değerlerini biliyorsanız, en son anahtar sizde demektir. Bu bilgiye sahip değilseniz, güçlü davranışlar gösterseniz bile sonuç alamazsınız. Davranışlarınız kişinin değerleriyle çatışıyorsa, ışığı kapayan düğme gibi çalışırlar.
Ortak değerler
Ortak değerler iyi bir ilişkinin temelini oluştururlar. İki insan birbirine bağlı değerlere sahipse, onların ilişkisi sonsuza kadar sürer. Değerleri bütünüyle farklıysa ilişkileri kısa süreli ve tatsız olur.
Burada yapılacak iş ortak değerleri bulmaktır. Bu ortak değerler iki insan arasında köprü olarak kullanılabilir. İnsanları ikna etmek için karşımızdaki kişinin temel değerlerini bulup onları olabildiğince desteklememiz gerekir.
Ortak değerler, ister bir iş, ister bir aile ilişkisi olsun, güçlü destekleyici ve sonsuz bir ilişkinin temelini oluşturur (Antony Robbins, Sınırsız Güç, 1992, s. 365).
Evliliklerde kiminin hedefi, kavgalı ve kötü geçen bir çocukluktan sonra huzur ve şifa bulmak, kimininki de iyi niyetli ve cömert çocuklar yetiştirmek olabilir. Çoğunlukla en derin hedeflerimizden söz etmeyiz. Evlenecek kişiler bu soruları birbirlerine sormalıdır. Ancak sormaya başladıkları anda, evliliklerini derinden etkileyebilecek bir şeyi keşfetme fırsatını bulurlar.
Evlenecek kişiler, benimsedikleri değerlere dayanarak evliliklerine bir amaç ve anlam yüklemek zorundadırlar. Peşinden gidilmesine değen, değerlerle ilişkili ve vicdanı rahatsız etmeyen doğru bir amaç evliliklerin mahvolmasını engelleyecektir.
Evlenecek kişiler, evliliğin kuruluşunda ortak bir amaç, değer ve anlam duygusu üzerinde değil de önemsiz konularda konuşmalar yaparak evlenmişlerse, muhtemelen bu evlilik uzun sürmeyecektir. Buradan yola çıkarak evliliklerin yıkılıp yıkılmayacağını tahmin edebiliriz.
Bu yaklaşımla evlilikler üzerinde yaptığımız tahminlerin çoğu doğru çıkmaktadır. Keşke bu konuda yanılmış olsak.