Başlık olarak kullandığım bu cümlenin Türk milliyetçileri için geniş anlamı; “ne Amerika ne Rusya ne Çin, her şey insanlık için” şeklindedir. Türk milliyetçileri saldırgan ırkçı düşünceyi kabilecilik anlayışının bir sonucu olarak görür, bu nedenle de ilkel bulur…
Atatürk’ün; “Yurtta sulh, Cihanda sulh” sözünün anlamı da aynı noktayı işaret eder.
Ama her nasılsa, Türkiye’mizde hala itibar edeni bulunan çağ dışı görüş mensuplarından çatlak sesler çıkmakta, bugünü olmayan görüşlerinin geçmişine bağlılıklarını devam ettirmekten dolayı hala ideolojik ısrarlarını tekrarlamaktadırlar.
Örneğin, bir kısım eski MAO’cu hala Çin’ci ve bir kısım Marksist-Leninist de hala Rus’çu bir tavır sergilemekteler. Konu Rusya olunca, sadece Rusçular değil, Çinciler de Rusçu olup çıkıyorlar… Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında açıktan açığa birleşik bir cephe oluşturup birlikte Moskof’çuluk yapıyorlar.
Bunun karşısında da Amerikancı bir anlayışla hadiseye yaklaşan bir kesim zevat, Rusya’nın saldırgan tutumunu kınarken ABD ve Avrupa ülkelerinin kışkırtıcı tavırlarını masumane bir hal olarak görüyorlar.
Sonuç olarak bir güç gösterisi için ortaya çıkan ve dünyaya meydan okuyan RUSYA ile baş emperyalist ABD’nin kışkırtması ile patlak veren insanlık dışı UKRAYNA katliamında taraf olmak doğru bir tavır değildir. Çok şükür Türkiye bu hadisede “ne Amerika ne Rusya ne Çin” formuna uygun bir hal içerisindedir.
Ancak ne yazık ki, tarihte Siyasal İslamcı yapılara “ne Amerika ne Rusya ne Çin; Her şey Türklük için” formatında bir hakikat ışığı nasip olmamıştır. Olacağına dair bir işaret de görülmemektedir.
Allah, zalimleri ve emperyalist amaçlar peşinde koşanları başarısız kılsın, mazlumları korusun.