Her insan için bazı sembol kavram ve kişiler vardır. Türk milliyetçileri için sembol kişiler halkasının başına OĞUZ KAĞAN’ı koyarsak, sonuna da ALPARSLAN TÜRKEŞ’i koymamız hakkaniyet gereğidir.
Sembol kişiler siyasete malzeme de yapılmamalı. Bir siyasi partinin kurucusu olmak, o siyasi partinin malı olmak değildir. Dolayısıyla ne Atatürk CHP’ye, ne de Alparslan Türkeş MHP’ye monte edilemez.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı, Türk Milleti’nin, “fikri ayrılıklarında bölücü olmayan” her görüşten insanını kucaklayan; kurtarıcı, sembol bir kişidir.
Alparslan Türkeş ise, biraz daha dar bir alana hitap eder; Türklük bilincine sahip, ulus sevgisini benimseyen, Türk milletine hizmet amacı taşıyan her insanın sembol kişisi olarak bilinir.
Bu gerçeklikten hareketle, farklı siyasi mensubiyet duygularına sahip olsak bile, birbirimizin sembol kişileri hakkında olumsuz söz ve davranışlarda bulunmamalıyız. Hele hele, aynı kulvarlarda yürüyen, aynı siyasi yapının içinde yol alan kişilerin bu konuda daha bir hassas olması zorunlu bir gerekliliktir.
Yaratılış itibarıyla, milyarlarca insan olarak her birimizin fiziki özelliklerimizin farklılığı gibi ruhsal özelliklerimizde farklıdır. Bu farklılıklarımız dünya görüşlerimiz açısından da kendini gösterir; düşünen her insan bir ayrı dünyadır. Bu nedenle, farklı düşüncelere sahip olmamız da doğaldır.
Milli kahramanımız, Türk milletinin sembol kişisi Mustafa Kemal Atatürk için hiçbir Türk evladı, olumsuz bir ifade kullanma gereği duymamalı, aksi taktirde vatandaşlık kimliğini zedelemiş olur.
Ve Türk milliyetçiliğinin sembol ismi Alparslan Türkeş hakkında olumsuz söz söyleyen ve olumsuz davranışlar gösteren kişiler de, niçin böylesi bir gaflete düştüklerini bir düşünsünler. Etnik ırkçı anlayış mensupları ile Türkiye Cumhuriyeti Devletine düşman unsurların düşmanlıklarını ise makul karşılamak mümkündür.
Unutmayalım ki; kimseyi sevmek zorunda olmasak bile, sosyal bir varlık olarak birbirimize saygı göstermek zorundayız.