Bazen düzenimiz bozulur. Hayatımızdaki bu düzen bozukluğu, daha yüksek bir düzenin başlaması anlamına gelebilir. Başımıza gelen olayları yargılamadan, “Bu benim başıma neden geldi?” demeden önce o olayı kabul edip anlamaya çalışmamız gerekir.
Hayat engellerle ve sorunlarla karşılaşıp onlara anlam bulma sürecinde anlam kazanır. Sorunlar bilgeliğimizi ön plana çıkarır. Sorunlar olmazsa aklen ve ruhen gelişemeyiz. Bilge insan, bilgiyi hayat için ve akla uygun olarak kullanabilen kimsedir. Bilge, acı veren şeylerin öğretici olduğunun bilincindedir. Bilge ikinci el bilgilerle yetinmez. Olup bitenin peşine takılıp gitmez.
Tesadüf olarak gördüğümüz olayların, bütünün dokusu içinde bir yeri ve amacı vardır. Hiçbir durum tesadüf değildir. Hiçbir şey veya olay kendi başına, kendisi için ve diğerlerinden bağımsız olarak var olamaz. En basit bir olayın bile sonsuz bir sebebi vardır. Bunlar aklın alamayacağı şekilde bütünle bağlantılıdır. Bir olayın sebebini bulmak için çok gerilere, yaradılışın başına kadar gitmek gerekir (Eckhart Tolle, Var olmanın Gücü s. 201).
Bu sebeple olup biteni iyi veya kötü diye etiketlemeden önce, olup biteni anlamak ve onunla işbirliği içine girmek gerekir. Yüce Kur’an da "Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz (Bakara Suresi 216) buyuruluyor.
Lao Tzu’nun (MÖ 601-M.Ö 520) şu gerçekten anlamlı ve düşündürücü sözlerinden de ders alalım: “Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olmanızı sağlayacaktır.”