Bir adam karısına boşanma davası açmış.
Hakim davalı kadına sormuş, davalı kadın demiş ki: ”efendim kocam haksız, hakim kocaya sormuş niye dava açtın?
Davacı koca da benim karım eve gelmez, gece nereye gider belli değil, sabah evde yok, sabah eve uğrar kadınlık vazifesini ifa etmez, bu sebeple boşanmak istiyorum” demiş.
Kadın çantasından bir mukavele çıkarmış, mukavelede koca ş şöyle bir taahhütte bulunmuş; ben bu kadınla evleniyorum, hiçbir hareketine karışmayacağım, gece de gelmeyebilir, gündüzde gelmeyebilir.
Hakim davacı kocaya sorar: ”Bu belgeyi sen mi verdin? “
Kocada evet ben verdim der.
Hakim tekrar sorar imza da sana mı ait? Koca da evet bana ait demiş.
Afedersiniz sen o …. çocuğusun demiş hakim.
Adam bu sözü duyunca direkt başsavcının odasına gitmiş.
İstanbul Baş Savcısı Kenan Bey ve Adalet Bakanı Mahmut Esat bey de savcının yanında imiş, davacı koca durumu anlatmış, bana böyle dedi, hakaret etti dinleyicilerin huzurunda beni küçük düşürdü demiş.
Mahmut Esat Bey sesini çıkarmamış ve ben hakim beyle konuşurum demiş ve savcının odasından çıkmış.
Aradan bir müddet geçmiş, mahkeme hakimini ziyarete gitmiş.
Hakime bir kahveni içeyim, nasılsın, iyimisinden sonra, yahu böyle birşey olmuş, bir adam savcının odasına geldi, böyle böyle dedi demiş.
Hakim bey de anladım beyfendi demiş ve katibi çağırmış, dosyayı getir demiş, dosya gelmiş, Hakim, Mahmut Esat beye şu mukaveleyi bir okuyun demiş.
Mahmut Esat bey mukaveleyi okuyunca , vay o …… çocuğu demiş.