Kendi isteğimizle gelmediğimiz bu dünyada, her birimize takdir edilmiş bir parkur üzerinde düşe kalka finale doğru koşuyoruz.
Ömür dediğimiz bu yolda, kulların hangi etaplardan geçeceğini ve ne kadar bir mesafeyi koşacağını kader cümlesi ile açıklamaya çalışmaktayız. Dünya her sabah yeniden kurulurken insanlık ailesine yenileri eklenmekte olup bir kısımda dünya evini terk edip bir başka âleme göç etmektedir.
Son iki yıldan beri dünyayı etkisi altına alan Covid 19’dan dolayı dünyadan ayrılanların sayısında ciddi bir artışın olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu fırtına nedeniyle etrafımızın gitgide boşaldığını ve yalnızlığa doğru gittiğimizi endişe ile idrak etmekteyiz.
Bu gün, hayat yolculuğunu şerefiyle tamamlayıp, dünyaya veda edenlerden biride Nurullah Ürüşan Hoca oldu.
Yarım asırdan beri tanıdığımız Nurullah Hoca, şehrin münevverlerinden biriydi. Bilinçli bir Türk Milliyetçisi olan Hoca, hayat yolunda, kula kul olmadan, başı dik olarak yürüdü.
Siyasetin, çıkar ve menfaat tarafıyla hiç ilgilenmedi. Hayatını “Emir olunduğu gibi dosdoğru olunuz “ emri doğrultusunda yaşadı.
Savunduğu fikirlerin hamasetini hiç yapmadı. Haramdan, gıybet ve dedikodudan uzak durdu. Ülkesinin aydınlık yarınları için çözüm arayan, özetle; derdi olan bir büyüğümüzdü.
Fikir ve ideâl adamı olan Hoca, dünyanın kirliliklerinden uzak durmayı başaran, yaratılış sırrının peşinde koşan, elinden ve dilinden emin olunan gerçek bir inanç sahibiydi.
Beyefendi kişiliği, cesareti, bilgeliği, mütevazılığı, mertliği, dürüstlüğü ve açık sözlülüğü ile şehrin köşe taşlarından biriydi.
İnandığı değerler üzerinde tavizsiz yaşadı. Her türlü çirkefliğin sergilendiği yalan dünyada Nurettin Topçuların yolunda yürümeyi tercih edenlerden oldu.
Maarif dâvasını bilen bir öğretmenlik şuuru ile mesleğini icra etti. Beyni fokur fokur kaynayan, ülkenin ve insanlığın dertleriyle dertlenen ve insanlık kabına suyunu dolduranlardan biri olarak yaşadı.
Nurullah Hoca, içinde bulunduğu maddi ve manevi imkânları kullanarak dünyevi çıkarlar elde edebilecek bir potansiyele sahip olmasına rağmen, bunların hiçbirine tenezzül etmeyip, kendini hiç ön plana çekmedi. Kimselerin önünde eğilmedi, beytü’l mâl’dan uzak durdu, arsa ve ihale peşinde koşanlarla, dinî ve millî değerleri istismar edenlerden uzak durdu.
Çok okudu, insan olmanın bilinciyle ömrünü sürdürdü, eşyanın hakikati peşinde koştu. Hoca karanlığa mum yakan öğretmenlerden biri, iyi bir insan ve gerçek bir dosttu.
Eksikliğini her zaman hissedeceğimiz değerli hocamıza Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailesine ve dostlarına taziyetlerimi sunuyorum. Mekânı cennet olsun.