Yirmi birinci yüzyıldaki, ekonomik ve kültürel değişmeler, bütün kuruluşları geleceğe dönük, stratejiler geliştirmeye zorlamaktadır. Çünkü hiçbir alanda gelecek, geçmişin tekrarı olmayacaktır. Carl Clausewitz göre strateji: ”Savaş planı hazırlamak, operasyonları plan doğrultusunda uygulamak ve operasyonlarda çatışma sınırlarını belirlemektir.” Kuruluşlar da geçmiş yıllardaki, birikimlerinden yararlanarak, bugünden geleceklerini planlamak ve belirledikleri hedeflere ulaşmak zorundadırlar.
*
Gelecek yıllarda bütün kuruluşların, yerel ve küresel pazarlardaki paylarını büyütmeleri, sürekli yenilenen stratejik planlarla, yönetim yaklaşımlarına ve üretim yöntemlerine, bilinmeyen yeni boyutlar kazandırmalarına bağlıdır. Dünya geçmişin bilinen yollarından, geleceğin bilinmeyen yollarına geçmeden, büyük bedeller ödeye ödeye geleceğe doğru ilerlemektedir. Bunun için Charles Handy, “Geleceği geçmişin tekrarı olarak bakamazsınız, çünkü gelecek çok farklı olacaktır” demektedir.
*
Dünyanın her yerindeki kuruluşların, üretim ve yönetim stratejileri, getiri yoğun alanlardan, değer yoğun alanlara kaymaktadır. Bu yüzden bütün kuruluşlar, hem ürettikleri ürünlere, hem toplumlara katma değer kazandırma peşindedirler. Kuruluşlarda sürükleyicilik finansal kaynaklardan, insan kaynaklarına kaymıştır. Ekonomi biliminin kendine özgü, değişmeyen doğal yasalarına işlerlik kazandırmak, yöneticilerin görevidir. Üretimin zenginliği, yönetimin derinliğine bağlıdır.
*
Kuruluşlarda stratejik dönüşümün öncüleri, Adam Smith’i ve Marx’ı izleyenlerden daha çok, Mevlana’yı, Shakespeare’i ve Goethe’yi sevenler olacaktır. Kuruluşlarda amaçlar kültürün değerleriyle, araçlar ekonominin kurallarıyla belirlenir. Bütün boyutlarıyla hayatı kolaylaştırmada, ekonomi amaç değil araçtır. Ekonominin temelleri hayvancılıkla uğraşan Habil’le ve tarımla ilgilenen Kabil’le atılmıştır. Ekonominin doğal yasalarını bilenler, yoksul düşmezler, aç kalmazlar.
*
Kuruluşlar insanların isteklerinden daha çok, ihtiyaçlarını karşılamak için yarışırlarsa, dünyanın hiçbir ülkesinde yokluk çekilmez. Ekonomi sınırsız istekleri değil, sınırlı ihtiyaçları karşılama bilimidir. Bu yüzden kuruluşların başarılarında, ekonomik göstergeler kadar, kültürel göstergeler de önemlidir. Kuruluşları geçmişten geleceğe değerleri taşır. Kuruluşlar insanların ihtiyaçlarını karşılamada, ne kadar başarılı olurlarsa, o kadar kalıcı ve uzun ömürlü olurlar.
*
Dünyayı güzelleştiren kuruluşlar, görünen dünyayla görünmeyen dünya, kültürle ekonomi arasındaki duvarları kaldırarak, birbirleriyle uyum ve düzen içinde bütünleştirmesini bilen kuruluşlardır. Görünen dünya görünmeyen dünyanın, ekonomi kültürün birinde ekilmeden, birinde biçilmeyen gizemli topraklarıdır. Kuruluşların işi insanların ihtiyaçlarını gidermektir. Kuruluşlar ürettikleri ürünlerle, verdikleri hizmetlerle, iki dünyayı birlikte ele almazlarsa, ikisini birden çoraklaştırırlar.
*
Kuruluşlar hayatı iki dünyada, kazanç sağlayan ürünleriyle kolaylaştırırlar.
*
Kültür dünyasının ağaçları meyvelerini, ekonomi dünyasında verirler.
*
Kültürler her alanda, ekonomilerin bereketli topraklarıdır.