Günümüzde pek çok insan, yaşadıkları olayları olduğu gibi söyleyemiyor, açık sözlü ve dürüst olamıyor.
Muğlak dille konuşma giderek yaygınlaşıyor. Anlaşılması güç, karışık, çapraşık konuşma beraberinde güvensizlik ve saygısızlık doğuruyor. İnsanlar sorduğu sorulara açık ve net cevap alamıyor. Bu belirsizlik pek çok ruhsal sorunun da temelini teşkil ediyor.
Bunun temel sebebi, başkalarından onay beklemektir. Kendi olamayan, kendi felsefesine göre yaşayamayan insanlar onay alma yüzünden dürüstlükten uzaklaşıyor. Doğruyu söylediği zaman bir takım insanları kaybedeceğini düşünüyor. Çünkü kendine değil başkalarına güvenerek yaşıyor. Kendi kaynaklarını ortaya çıkarıp, kendinden faydalanamıyor.
Bu süreç insanları kaygılı ve korkulu yaşamaya sürüklüyor.
Konuşurken içten olma alışkanlığını kazanmış olsak dünya çok daha güzel olacak. Omzumuzdaki yük azalacak ve pek çok sorunu artık sorun olarak görmeyeceğiz. Çünkü sorunlar ancak biz onları sorun ettiğimiz zaman sorun oluyor. Hızlı bir değişimin olduğu zamanlarda her şey olumsuz ve sorun olarak görünür.
Akıllı insanın dünyaya gelişi üzerinde yaklaşık 70.000 yıl geçmiştir. İnsanlık bu 70.000 yıldaki değişimden çok daha fazlasını son 30 yılda gerçekleştirmiştir. Bu sebeple günümüz dünyasında stres ve rahatsızlık fazladır. Ancak rahatsızlık yoksa gelişmenin de yok olacağını ve tekâmül edemeyeceğimizi unutmamamız gerekir.
Her halukârda konuşmalarımızda açık ve anlaşılır olmamız bizim yararımızadır.
“Akıllı, namuslu ve doğru olmadıkça mutlu yaşamak imkansızdır. Mutlu olmadıkça da akıllı, namuslu ve doğru yaşamanın imkânı yoktur” der, Epikür.