Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Efendimiz (SAV) 1

Rab'bimiz, "ey habibim, seni yaratmayacak olsaydım, alemleri yaratır mıydım" buyurmuş.

"Ben Seni alemlere rahmet olarak yarattım".

"Ben Seni güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderdim" buyurmuştur.

Arap yarımadasında daha annesi Amine Hatun'un gövdesinde iken, babası Abdullah vefat etmiş. Doğmadan öksüz kalmıştır. Annesi yetersiz kaldığı için süt annelerle desteklenmiştir. 

Güç - bela 6 yaşına geldiğinde annesini de kaybetmiş, hem öksüz, hem yetim kalmıştır.

Dedesi Abdulmuttalip, Ona sahip çıkarak büyütürken, o da yaşlanmış ve amcalarını toplayıp, Ebu Talip'e bu görevi bırakmıştır. Deve çobanlığı yapmış, ticaret kervanlarına yardımlarda bulunmuştur. Çocukluğunda ve gençliğinde, henüz hak dinimiz inmemesine rağmen, Rabbimizin mucizesi olarak, mübarek dinimize uygun olarak yaşamıştır.

Zira o zamanlarda Arabistan'da kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, kendi yaptıkları putlara tapıldığı, hakkın - hukukun çiğnenmiş, gariplerin ve kadınların köle olarak alınıp satıldığı, 

kin - intikam ve nefretin zirve yaptığı ve her türlü çirkinliklerin yaşandığı bir hayat sürülmekteydi.

Bu çirkinlikler içerisinde Efendimiz, hiç bir eğitim alamamasına rağmen, Rabbimizin korumasıyla dosdoğru ve tamamen inecek olan İslama uygun bir hayat yaşamaktadır. Bu özelliklerinden dolayı kendisine Muhammed-ül Emin denmiştir.

Ticaretle uğraşan Hatice Validemiz 

O'nu sahiplenerek, ticaret kervanlarının sorumluluğuna getirmiştir. 25 yaşına kadar bu şekilde yaşayan Efendimiz, Hatice validemizin ve bütün çevrenin güvenine mazhar olmuştur. Kendisi dul bir hatun olan Hatice validemiz ile Efendimiz evlenmişlerdir. Efendimiz 25, validemiz ise 40 yaşındadır. 

Efendimizin ticaretteki ve diğer tüm yaşantısındaki muazzamlık, herkesin dikkatini çekerken, çevredeki bazı uluların  daha da fazla dikkatlerini çekmiştir. 

Bu ulular, Efendimiz'deki bu muazzam ve güzel yaşantının olağanüstü bir durum olduğunu fark edip, ifade etmişlerdir.

Efendimiz, 40 yaşına doğru yaklaşırken, kendisinin de bilemediği birtakım haller olmuştur. Mekke'nin 8-10 km dışındaki Cebel-i Nur Dağındaki bir mağaraya gidip, inzivaya çekilmeye başlamıştır. 

Hatice Validemiz de bu değişikliği fark etmiş, O'nun bu durumuna saygı göstererek, Nur Dağı'na yemekler ve erzaklar götürmüştür. Dikkat buyuralım, Validemiz bu sıralarda 55 yaşlarındadır. Mesafe hayli uzun, dağa tırmanıp mağaraya ulaşmak çok meşakkatlidir.

Efendimiz birgün mağaradan hızla gelir, beti benzi solmuş, titreyen bir halde hemen yatağına girer. Validemize: "hemen beni örtün" der.

DEVAM EDECEK...

 

Selam, sevgi ve dualarımla.

Yüceler Yüce'sine emanet olalım.