Bir ülkenin ürün, hizmet ve bilgi üretim gücünün büyütülmesinde, kar amacı güden ya da gütmeyen bütün kuruluşların, vazgeçilmez bir yerleri vardır. Kuruluşları güçlü olmayan toplumların, ekonomilerinin güçlü olması mümkün değildir. Su kaynaklarından yoksun, toprakların çoraklaşması gibi, kuruluşlardan yoksun ekonomiler, üretim güçlerini yitirerek yoksullaşırlar. Bu yüzden son yüzyıllarda, özel ya da kamu bütün kuruluşlar, toplumların can damarları olmuşlardır.
*
Ürettikleri ürünlerle, geliştirdikleri hizmetlerle, zenginleştirdikleri bilgilerle, bütün toplumların sürükleyici güçleri oldukları için, kuruluşların yönetilmesi ve geliştirilmesi, bütün bilimlerin ortak araştırma alanlarından biri olmuştur. Kuruluşlarla pazarlar arasındaki ürün, para ve bilgi akışının, aksamadan devam etmesi, her toplumun ana sorunudur. Ülkelerin kaynaklarının değerlendirilmesinde, her alanda savurganlığın önlenmesinde, kuruluşlar her zaman büyük sorumluluk yüklenirler.
*
Her kuruluş ekonomik, siyasal ve kültürel çevredeki, gelişmelere uyum sağlamak için, misyonları olan ana değerlerini koruyarak, vizyonlarını oluşturan araçları sürekli değiştirmek zorundadır. Giderek karmaşık bir yapı kazanan ekonomide amaçlar, uzun dönemli, araçlar ise kısa dönemli hedeflerdir. Kuruluşların yönetiminde ulaşılmak istenen hedefler, hem amaçtırlar, hem araçtırlar. Kuruluşlar amaçlarını korurken, araçlarını sürekli değiştirmezlerse gelişemezler.
*
İşletme yönetiminin gelenekselleşmiş, yüksek lisans programlarında gösterilen ve üzerinde uzun uzun tartışılan bir resim vardır. Söz konusu resim Stephan Covay’ın kitapları başta olmak üzere, pek çok yönetim kitabında bir eğitim aracı olarak yer alır. Covey resimle ilk defa Harvard Üniversitesinin iş yönetimi programında karşılaşmıştır. Resime bakanlardan bir bölümü, güzel giyinmiş, genç bir hanım görürken, bir bölüm de üzgün görünen, büyük burunlu yaşlı bir kadın gördüğünü söyler.
*
Kuruluşların sorunları ya amaç, ya da araç üzerinde yoğunlaşmak değil, her ikisinde de birden yoğunlaşmaktır. Başka bir deyişle aynı resimde, iki ayrı resmi görmektir. Her yöneticinin kafasında yüzlerce resim vardır. Onların bir kesimi, resimi bir yerden bakarken, bir kesimi de başka bir yerden bakar. İnsanlar çoğu zaman gördükleri resimin, tek resim olduğunu düşünürler. Oysa çoğu zaman görünen her resimde, her zaman iki resim vardır. Herkes aynı resimi görmez.
*
İki kesim de haklıdır, bir resimde iki yüz, iki insan vardır. Bir kısım genç, bir kısım da yaşlı insanı görür. Her insanın farklı yüzleri, olabileceğini bilen bir göz, aynı resimdeki iki yüzü de görür. Tartışılan resim, özel, kamu ve gönüllü kuruluşlarıyla ve değişik boyutlarıyla, bütün bir hayattır. Hayat değişik yönleriyle ele alınmadan, yüzeysel bir bakışla değerlendirilirse, belirgin olan yüzü görülür. Her alanda hayatın kalitesini artırmak için, belirgin olanın ötesine bakmak gerekir.
*
İnsanlar gibi kuruluşlar da, başarılı olmak için, karmaşık dünyaya bir bütün olarak, değişik açılardan bakmasını öğrenmelidir.
*
Yüz yüze olunan ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlar, karşıtların bir arada olduğu, çok boyutlu sorunlardır.
*
Gelecek karşıtlar arasında seçim yapanların değil, karşıtları uzlaştırmayı başaranların olacaktır.