Hayatın her alanında tüketilenlerin, mutlaka ödenmeleri gereken, bir fiyatları vardır. Ekonomik alanda hiçbir ürün, üretilmeden tüketilmez. Dünyada üretmeden tüketenler, ya babalarından kalan mirastan, ya da çocuklarından aldıkları ödünçten harcamalarını karşılarlar. Bunun için bütün kültürlerde, alın teri, göz nuru ve el emeği, ekonomik ve kültürel hayatın, en değerli ve en önemli kaynağı kabul edilir. Hiç kimse onlardan daha değerli, bir sermayeye sahip değildir.
*
Dünyadaki bütün ekonomik krizler ve finansal sorunlar, gelirlerinden daha fazla giderleri olanlardan kaynaklanır. Onların gelirleriyle giderleri arasındaki açıklar, ne kadar büyük olursa, yol açtıkları ekonomik ve kültürel çalkantılar, o kadar büyük ve o kadar çok zarar verici olur. Dünyayı sarsan büyük krizler, insanların yaptıkları tüketim seviyeleriyle, yapmaları gereken tüketim seviyeleri, arasındaki farkların büyüklüğünden kaynaklanır. Her krizi daha büyük bir kriz izler.
*
Dünyada kaynaklarını üretmeden tüketenlerin başında, fiziksel değeri olmayan parayı, fizik bir ürün olarak alan ve satan, paradan para kazanan kuruluşlar gelir. Onların üretilmeden tüketilen dünyalarında, para ortadan kayboluncaya kadar, elden ele dolaştırılarak, ekonominin hiçbir üretim alanıyla, karşılaştırılmayacak kadar büyük kazançlar sağlanır. Her toplumda üretimden kazanmanın bir sınırı vardır, ancak paradan para kazanmanın sınırı yoktur.
*
Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, ülkelerin ekonomilerinde büyük yıkımlara yol açan, krizlerin üstesinden gelmeleri, toplumun bütün kesimlerini ürün, hizmet ve bilgi üretiminden kazanç sağlamaya yönlendirmelerine ve özendirmelerine bağlıdır. Oluşmakta olan yeni ekonomi, bütün ülkeleri gerekli üretimi büyütmeye, gereksiz tüketimi küçültmeye zorlamaktadır. Dünyadaki ekonomik ve kültürel krizler, bütün insanlara üretmeden tüketmenin, bedelini çok ağır ödetmektedirler.
*
Doğu’dan Batı’ya bütün ülkelerde, ürünlerin ve hizmetlerin üretilmesinde, değerlerin artırılmasının, giderlerin azaltılmasının ve gelirlerin çoğaltılmasının öncülüğünü Frederic Winston Taylor yapmıştır. Taylor’un çalışmalarıyla insanlar, üreten el olmanın gücünü kavramışlardır. Tarihin her döneminde, bütün toplumların güçleri, üretimlerinden kaynaklanmıştır. Düşünen akıllar, seven gönüller ve üreten eller üretmenin önemini, toplumun bütün kesimlerine anlatmışlardır.
*
İnsanların ve kuruluşların üretimlerinin artırılmasında, üretimin doğru yapılmasından daha çok, doğru üretimlerin yapılması hayati önem taşımaktadır. Bütün ülkelerde paradan para kazanmanın, büyüsünü bozacak olanlar, doğru işlerin yapılması kadar, işleri doğru yapmaya da önem vermek zorundadırlar. Dünyayı para alıp para satanların yol açtığı krizlerden, ürün alıp ürün satan insanlar ve kuruluşlar kurtaracaktır. Onlarla paradan para kazanmanın yolu kesilecektir.
*
Paradan para kazananlar, üretim gelirlerine bakmazlar, faiz gelirlerine bakarlar.
*
Zenginlik tüketim büyüklüğünden değil, üretim büyüklüğünden kaynaklanır.
*
Üretmeden tüketenler, dünyanın her yanında, kriz kaynağı olurlar.