İlhan GÜLERTAN

Eğitmen, Yönetici ve Takım Koçu

ilhangulertan@akilveyurek.com.tr

Belirsizlik Döneminde Özgüveni Artırmak

İster üst düzey yönetici, ister bir çalışan, ister anne ya da baba, ister öğrenci, ister emekli olalım hepimizin az çok özgüvenle bir imtihanı olduğunu düşünüyorum. Belirsizlik dönemleri kafamızı karıştırıyor ve özgüvenimizi test ediyor.

Testlerin zorlayıcılığını karar verene kadar edilen şikayetlerin çokluğundan, geciktirmek için bulunan bahanelerden ve karar süresinin uzunluğundan anlayabiliriz.

25 yıla yakındır eğitim ve koçluk alanında çalışıyorum. Binlerce katılımcıya eğitim verdim, üç bin saatin üzerinde koçluk ve mentorluk çalışmam var. Tüm bu çalışmalarda karşıma hep ortak bir tema çıkıyor; özgüven.

Yöneticiler geribildirim vermekten, çalışanlar yanlış gördüklerini söylemekten, kariyerleri için bir adım atmaktan, anne ve babalar çocukları ile yanlışları hakkında konuşmaktan çekiniyor ve geciktiriyorlar. 

Eğer sizde ara sıra özgüven sınavına giriyorsanız bir sonrakinde kullanmanız için kendi bakış açımı sizinle paylaşmak istiyorum.

Önce hakim düşünceyi sorgulayarak başlayalım. Hakim düşünce sistemi diyor ki; insanda ya özgüven vardır ya da yoktur. Ben aynı fikirde değilim. Bence insanda özgüven hem vardır, hem yoktur. 

Klasik anlamda özgüven bilgi, beceri ve tecrübe sınırlarımız ile ilgilidir. Eğer karşılaştığımız “durum” bu sınırlar içinde ise özgüvenimiz vardır. Ama sorun bilgi, beceri ve tecrübe sınırlarımızın ötesinde ise tereddüt etmeye, yavaşlamaya, harekete geçmek için daha fazla düşünmeye başlarız. Özgüvenimiz sarsılır.

Bu nedenle özgüveni korumak ve arttırmak bu sınırların ötesi için yani belirsizlik ortamları için kendimizi hazırlamakla ilgilidir.

Peki belirsizliğe kendimizi nasıl hazırlayacağız?

Bence iki yolu var;

Özgüvenin birincil kaynağı geleceğimize olan inançtır. Onun için geleceğinize odaklanın.

Verdiğimiz kararların kaynağı gelecektir. Her an kararlarımızı geleceğe odaklanarak veririz. Bana inanmıyorsanız şu anda yaptığınız şeyi “ne için” yaptığınızı sorgulayın. Bu yazıyı okurken sonunda (gelecekte) ne söyleyeceğimi anlamak için okuyor olabilirsiniz mesela. Ya da özgüvenle ilgili bir ihtiyacınızı karşılamak ya da fikrinizi sorgulamak için de yapıyor olabilirsiniz. Hepsinde yaptığınız şey gelecekte ulaşmak istediğiniz bir sonuç içindir. 

Kararlarımızı gelecek belirliyorsa o zaman anlamlı bir gelecek yönelimi özgüven açısından her şeydir. Lütfen bunu mükemmel bir gelecek planı olarak görmeyin. Sadece sizi ifade ettiğine emin olduğunuz “iyi bir anne/baba olmak”, “alanında yetkin olmak”, “x pozisyonuna ulaşmak”, “……. bir insan olmak”, “kitap yazmak” gibi bir gelecek niyeti yeterlidir. Gerçekten inanıyorsanız oraya ulaşmak için ihtiyaç duyacağınız özgüveni mutlaka bulacaksınız. Hatta o kendisi gelecek.

Özgüvenin ikincil kaynağı kendi değerlerinize olan inançtır. Kendinizi tanımaya/anlamaya odaklanın.

Bizi biz yapan yol göstericilerimiz değerlerimizdir. Değerlerimize bağlı kalarak verdiğimiz kararların sonuçları bizi tatmin etmese de kendi değerlerimize bağlı kalmak iyi hissettirir. 

Temel değerlerimiz kendimizi tam ve bütün hissederek yaşadığımızda bize yol gösteren ilkelerdir. En temel olanları hakkaniyet, dürüstlük, insana sevgisi, doğa sevgisi, öğrenme isteği, öncü ve yol gösterici olmak gibi ilkelerdir. Bu değerlere uygun hareket ettiğimizde tüm zorluklar aşılabilir gözükür. 

Bunu en iyi önemli kararlar verdiğimiz zaman hissederiz. Değerlerimize bağlı kalarak hareket ettiğimizde onaylanmasak bile verdiğimiz karara inanır, huzurlu ve mücadele için hazır oluruz.

Gördüğünüz gibi geleceğe ve kendi temel değerlerimize inanç belirsiz durumlarda bizi yolda tutacak özgüveni sağlarlar.

Anlamlı bir gelecek için kafa yormak, temel ilkelerimizi araştırmak ve bulduklarımızı sürekli göz önünde bulundurmak özgüven inşasında hayatidir.  Kendimizi ne kadar iyi tanır, gitmek ulaşmak istediğimiz geleceği ne kadar iyi tarif edersek o kadar yolda kalır ve azimle ilerleriz.

Garanti bilgi. Her kararınızda başarılı olmayacaksınız. Ama o geleceğe ve kendi değerlerinize inanıyorsanız kısa özgüven dalgalanmalarının sonunda yine o tarafa doğru güçlü bir adım atacaksınız. 

Son söz her yazımın sonunda söylediğim gibi; bana inanmayın… Geleceğe olan inancınızla ve değerlerinize dayanarak verdiğiniz kararları hatırlayın. O zaman ne yaptıysanız şimdi ve bundan sonra da yapabilirsiniz.