Kocaeli, sağlık kurumları bakımından oldukça zengin ve şanslı sayılan şehirlerimiz arasında bulunmaktadır. Bir de günübirlik tedavi maksadıyla İstanbul’a gidip gelme imkânı bulunduğu da dikkate alınırsa, Kocaeli halkının sağlık hizmeti alma bakımından ne kadar avantajlı olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir.
Kocaeli Halkına hizmet vermekte olan sağlık kuruluşlarının başında Umuttepe’de bulunan Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Eğitim Hastanesi gelmektedir. 1994 Aralık Ayında İzmit Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet vermeye başlayan bu hastane, Haziran 2005 yılında Umuttepe’ye taşındıktan sonra, 25 Yeni Doğan Çocuk Yoğun Bakım, 34 Genel Cerrahi, 11 Hematoloji ve Onkoloji, 4 Çocuk Yoğun Bakım, 3 adet acil gözlem, 49 Yoğun Bakım üniteleri ile hizmetlerine devam etmektedir. Toplam yatak kapasitesi 700 kişi, odaları 1 ve 2 kişilik olup, her odada banyo ve WC bulunmaktadır. Poliklinikler de günlük ortalama 4500 – 5000 kişiye tedavi hizmeti verilmektedir.
Üniversite bünyesinde 232 öğretim üyesi, 421 araştırma görevlisi, 342 yardımcı sağlık hizmetleri, 371 genel hizmetler sınıfı, 65 teknik hizmetler, 41 yardımcı hizmetler, sınıfı, 712 hemşire, 52 ebe, 87 kimlik destek elemanı 28 hasta ve yaşlı bakım elemanı, 66 mutfak elemanı bulunmaktadır.
Üniversite Hastanesinde verilen sağlık hizmetleri, oldukça kalitelidir. Bu sebeple, ilçelerinin hepsinde Devlet Hastanesi olmasına rağmen, yine de birçok kişi her gün tedavi maksadıyla buraya gelmektedir. Komşu vilayetlerden dahi birçok hastaların geldiği görülmektedir.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan planlamaya göre, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı 200 yataklı İzmit Alikahya Kadın ve Doğum Hastanesinin taşınması düşünülmektedir. Ayrıca İzmit Kartepe ve Başiskele’de Kadın Doğum Çocuk Uzmanı yoktur.
Kocaeli, Şehir Hastanesinin açılması ile birlikte 320 yataklı SEKA Devlet Hastanesi ile yine 320 yataklı Devlet Hastanesi (Merkez), 469 yataklı Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kısmen taşınmaları öngörülmektedir. Ayrıca, İzmit’te bulunan Devlet Hastanelerinden bir tanesinin tamamen üç tanesinin de kısmen kapatılacağı söylenmektedir.
Bu kapatılacak hastanelerden birisinin SEKA Devlet Hastanesi olduğu söylenmektedir. Şayet bu haber doğru ise, bu durumun adeta bir cinayet olacağını söyleyebilirim. Zira, SEKA Devlet Hastanesi başta Yenidoğan, Serdar, Derince, Yarımca, Tütün Çiftlik, Hereke, Gebze ve Darıca Halkına sağlık hizmeti vermektedir. Yeri de tam bu sayılan yerlere yakın mesafede bulunmaktadır. Şu hususu ifade edeyim ki, kalitesi fevkalade iyi olan bu hastane, yıllardan beri beş yıldızlı otel kalitesinde hizmet vermektedir.
Bazı hastanelerin kapatılma sebebi, açılacak olan Şehir Hastanesine hasta ve kadro bulmak ise, bu durumun son derece yanlış bir hareket tarzı olduğunu ifade edebilirim. Zira, Darıca, Gebze ve Hereke’ den gelen vatandaşlar tek vasıta ile Yenidoğan SEKA Devlet Hastanesine gelme imkanına sahip oldukları halde, yeni açılacak Şehir Hastanesine ise, en az iki vasıta değiştirmek suretiyle, gidip gelebileceklerdir. Bu durumun vatandaşlar, bilhassa da hastalar için ilave külfet ve fazladan zaman kaybı olacağı hususu izahtan varestedir.
Bu arada Ankara’da bulunan ve tarihi geçmişi olan, köklü sağlık kurumlarından Ankara Numune Hastanesi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi de aynı gerekçe ve sebeplerle kapatılmış bulunmaktadır. İsmi geçen Hastanelerden bilhassa Ankara Numune Hastanesi ile Ankara Yüksek ihtisas Hastanesi sadece Ankara halkına değil, yurdun dört bir tarafından gelen hastalara da hizmet vermekle isim yapmış hastaneler arasında bulunmaktadır. Ankara Şehir Hastanesine hasta kazandırmak için yapıldığı tahmin edilen bu kapatmalarda da isabet bulunmamaktadır.
Ehemmiyetine binaen şu hususu da ifade edeyim ki, 19 – 20 yıldan bu tarafa sağlık ile alakalı hizmetler de adeta reform niteliğinde ilerlemeler kaydedilmiştir. En basitinden “Aile Hekimliği” kurumu ihdas edilmek suretiyle, vatandaşların en basit bir ilacı dahi yazdırmak için sabahın karanlığında sıraya girip saatlerce kuyrukta bekledikleri günler bugün artık geride kalmış ve unutulmuştur. Bilindiği üzere, bugün her vatandaş bağlı olduğu Sağlık Ocağından istediği bir saatte randevu alıp, hiç sıra beklemeden ilaçlarını yazdırıp, reçetede yazılı olan ilaçlarını da istediği eczaneden alma hakkına sahiptir.
Hastanede beklenen sıra ile alakalı olarak bir hatıramı anlatmak suretiyle, yazımı tamamlamak istiyorum. Kuyrukların kalkmasından kısa bir süre sonra bir gün çarşıda SEKA’dan emekli bir arkadaş ile karşılaştım. (İsmi bende saklıdır.) Konuşurken, mevzu eskiden hastanelerde yaşanan uzun bekleme kuyruklarına geldi. Ben kuyrukların kalkmasının çok iyi olduğundan, hastaları çok rahatlattığından filan bahsettim. Arkadaşın beni tasdik etmesini beklerken, O “Ben memnun değilim” dedi. Tabii ki, bu cevap hayretimi mucip oldu. Sebebini sorduğumda ise, çok şaşırtıcı bir cevap verdi: “Kuyruklarda beklerken arkadaşlar ile sohbet ediyorduk. Şimdi ise, o imkân kalmadı” dedi. Bu hatırayı ilginç bulduğum için siz değerli okuyucularımile paylaşayım istedim.
Kocaeli, sağlık kurumları bakımından oldukça zengin ve şanslı sayılan şehirlerimiz arasında bulunmaktadır. Bir de günübirlik tedavi maksadıyla İstanbul’a gidip gelme imkânı bulunduğu da dikkate alınırsa, Kocaeli halkının sağlık hizmeti alma bakımından ne kadar avantajlı olduğu çok açık bir şekilde görülmektedir.
Kocaeli Halkına hizmet vermekte olan sağlık kuruluşlarının başında Umuttepe’de bulunan Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Eğitim Hastanesi gelmektedir. 1994 Aralık Ayında İzmit Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmet vermeye başlayan bu hastane, Haziran 2005 yılında Umuttepe’ye taşındıktan sonra, 25 Yeni Doğan Çocuk Yoğun Bakım, 34 Genel Cerrahi, 11 Hematoloji ve Onkoloji, 4 Çocuk Yoğun Bakım, 3 adet acil gözlem, 49 Yoğun Bakım üniteleri ile hizmetlerine devam etmektedir. Toplam yatak kapasitesi 700 kişi, odaları 1 ve 2 kişilik olup, her odada banyo ve WC bulunmaktadır. Poliklinikler de günlük ortalama 4500 – 5000 kişiye tedavi hizmeti verilmektedir.
Üniversite bünyesinde 232 öğretim üyesi, 421 araştırma görevlisi, 342 yardımcı sağlık hizmetleri, 371 genel hizmetler sınıfı, 65 teknik hizmetler, 41 yardımcı hizmetler, sınıfı, 712 hemşire, 52 ebe, 87 kimlik destek elemanı 28 hasta ve yaşlı bakım elemanı, 66 mutfak elemanı bulunmaktadır.
Üniversite Hastanesinde verilen sağlık hizmetleri, oldukça kalitelidir. Bu sebeple, ilçelerinin hepsinde Devlet Hastanesi olmasına rağmen, yine de birçok kişi her gün tedavi maksadıyla buraya gelmektedir. Komşu vilayetlerden dahi birçok hastaların geldiği görülmektedir.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan planlamaya göre, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı 200 yataklı İzmit Alikahya Kadın ve Doğum Hastanesinin taşınması düşünülmektedir. Ayrıca İzmit Kartepe ve Başiskele’de Kadın Doğum Çocuk Uzmanı yoktur.
Kocaeli, Şehir Hastanesinin açılması ile birlikte 320 yataklı SEKA Devlet Hastanesi ile yine 320 yataklı Devlet Hastanesi (Merkez), 469 yataklı Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kısmen taşınmaları öngörülmektedir. Ayrıca, İzmit’te bulunan Devlet Hastanelerinden bir tanesinin tamamen üç tanesinin de kısmen kapatılacağı söylenmektedir.
Bu kapatılacak hastanelerden birisinin SEKA Devlet Hastanesi olduğu söylenmektedir. Şayet bu haber doğru ise, bu durumun adeta bir cinayet olacağını söyleyebilirim. Zira, SEKA Devlet Hastanesi başta Yenidoğan, Serdar, Derince, Yarımca, Tütün Çiftlik, Hereke, Gebze ve Darıca Halkına sağlık hizmeti vermektedir. Yeri de tam bu sayılan yerlere yakın mesafede bulunmaktadır. Şu hususu ifade edeyim ki, kalitesi fevkalade iyi olan bu hastane, yıllardan beri beş yıldızlı otel kalitesinde hizmet vermektedir.
Bazı hastanelerin kapatılma sebebi, açılacak olan Şehir Hastanesine hasta ve kadro bulmak ise, bu durumun son derece yanlış bir hareket tarzı olduğunu ifade edebilirim. Zira, Darıca, Gebze ve Hereke’ den gelen vatandaşlar tek vasıta ile Yenidoğan SEKA Devlet Hastanesine gelme imkanına sahip oldukları halde, yeni açılacak Şehir Hastanesine ise, en az iki vasıta değiştirmek suretiyle, gidip gelebileceklerdir. Bu durumun vatandaşlar, bilhassa da hastalar için ilave külfet ve fazladan zaman kaybı olacağı hususu izahtan varestedir.
Bu arada Ankara’da bulunan ve tarihi geçmişi olan, köklü sağlık kurumlarından Ankara Numune Hastanesi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi de aynı gerekçe ve sebeplerle kapatılmış bulunmaktadır. İsmi geçen Hastanelerden bilhassa Ankara Numune Hastanesi ile Ankara Yüksek ihtisas Hastanesi sadece Ankara halkına değil, yurdun dört bir tarafından gelen hastalara da hizmet vermekle isim yapmış hastaneler arasında bulunmaktadır. Ankara Şehir Hastanesine hasta kazandırmak için yapıldığı tahmin edilen bu kapatmalarda da isabet bulunmamaktadır.
Ehemmiyetine binaen şu hususu da ifade edeyim ki, 19 – 20 yıldan bu tarafa sağlık ile alakalı hizmetler de adeta reform niteliğinde ilerlemeler kaydedilmiştir. En basitinden “Aile Hekimliği” kurumu ihdas edilmek suretiyle, vatandaşların en basit bir ilacı dahi yazdırmak için sabahın karanlığında sıraya girip saatlerce kuyrukta bekledikleri günler bugün artık geride kalmış ve unutulmuştur. Bilindiği üzere, bugün her vatandaş bağlı olduğu Sağlık Ocağından istediği bir saatte randevu alıp, hiç sıra beklemeden ilaçlarını yazdırıp, reçetede yazılı olan ilaçlarını da istediği eczaneden alma hakkına sahiptir.
Hastanede beklenen sıra ile alakalı olarak bir hatıramı anlatmak suretiyle, yazımı tamamlamak istiyorum. Kuyrukların kalkmasından kısa bir süre sonra bir gün çarşıda SEKA’dan emekli bir arkadaş ile karşılaştım. (İsmi bende saklıdır.) Konuşurken, mevzu eskiden hastanelerde yaşanan uzun bekleme kuyruklarına geldi. Ben kuyrukların kalkmasının çok iyi olduğundan, hastaları çok rahatlattığından filan bahsettim. Arkadaşın beni tasdik etmesini beklerken, O “Ben memnun değilim” dedi. Tabii ki, bu cevap hayretimi mucip oldu. Sebebini sorduğumda ise, çok şaşırtıcı bir cevap verdi: “Kuyruklarda beklerken arkadaşlar ile sohbet ediyorduk. Şimdi ise, o imkân kalmadı” dedi. Bu hatırayı ilginç bulduğum için siz değerli okuyucularım ile paylaşayım istedim.