Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Mevlid Kandili

 

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber (sav) Efendimiz, o dönemde kullanılmakta olan Kamerî takvime göre Rebiü’l-evvel ayının 12. gecesi dünyaya geldi. Miladî takvime göre 571 yılında Nisan ayının 20. günüdür. O günün yıldönümleri İslâm Âlemi’nde, Mevlid Kandili olarak kutlanmaktadır.

Mevlid Kandili, Kamerî  ve Miladî takvimler arasındaki fark sebebiyle her yıl, farklı günlere denk gelmektedir. Bu Yıl 17 Ekim Pazar gününü 18 Ekim Pazartesi gününe bağlayan gece Mevlid Kandili’dir.

Okuyucularımın Mevlid Kandili’ni tebrik ediyor, sevdikleriyle ve sevenleriyle nice kandillere sağlık ve huzur içerisinde erişmelerini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

İki dünya Serveri’nin cihanı teşrifleri, gerçekten feyizli bir gece  oldu. İnsanlık için yepyeni bir dönem, aydınlık bir hayat başlamıştı. O’nun doğumu, Allah’ın biz insanlara bahşettiği en büyük nimet ve lütuflarından biridir. O’nu doğuran Hz. Âmine Hâtun, şerefi doruk noktada olan bir kadındır. Esâsen kadınlık ve annelik gururla yaşanacak hasletlerdir. Hz. Âmine’nin hasletleri, kutlu doğumla taçlanmıştır.

Ârif Nihat Asya;

 

Gel Ya Muhammed bahardır

Dudaklar arasında saklı âminlerimiz vardır.

Hacdan döner gibi gel, bekliyoruz yıllardır.

Diyor.

O, 1450 yıl önce bugün geldi ve İslam’ı tebliğ etti. O’nun tebliğ ettiği gerçeklerden her birini, yeni bir günün başlangıcında öğrenenler ve uygulayanlar, her gün yeniden doğarak, Kutlu Doğum’u her gün kutluyorlar demektir. Onlar ne mutlu insanlardır.

O’nun gelişindeki büyüklük hikmet ve rahmeti anlayabilmek için o çağda olup bitenleri öğrenmemiz gereklidir. 

O karanlık çağ, ışığa düşman yarasaların kan emme düşünceleriyle sağda solda sürüler halinde dolaştığı bir çağdı. Her köşe başı, devrin zâlimleri tarafından parsellenmiş, insan ve insanlık inim inim inliyordu.

Karanlığın en son noktası, şafağın sökme vaktine en yakın olduğu andır. İşte böyle bir karanlığın tam ortasında bütün ihtişamıyla bir güneş doğdu... Karanlık bir çırpıda Nur'a dönüştü. Gelen, Efendimiz Hazret-i Muhammed (sav) idi. Bütün insanlığı mutlak kurtuluşa götürecek zât idi.

Geldi ve gösterdiği yoldan gidenlere mutluluk ve huzur getirdi. Getirdiği mutluluk ve huzur, 1439 yıldır eksilmedi, bitmedi, arttı. Artarak devam ediyor. Çünkü O, Allah’ın sevgili kuludur. Allah da kâinatı, O’nu sevdiği için yaratmıştır.

O, insandı. İnsana değer veren bir insan. O’nunla ilgili olarak şöyle bir olay anlatılır:

Bir Musevi’nin cenâzesi geçerken, saygı göstermek için ayağa kalktı. Kendisine, cenâzenin bir Musevi’ye ait olduğu söylenince; ‘O, bir insandır. İnsana saygı göstermek gerekir.’ Demiştir.

*   *   *  

Bu gece Mevlid Kandili’ni idrak edeceğiz. Mevlid; insanın doğduğu yer, doğma, dünyaya gelme, doğulan zaman anlamına gelen Arapça bir kelimedir.

Hazret-i Muhammed'in doğum geceleri kutlanırken okunan metinlere mevlid adı verildi. Çok sayıda Müslüman yazar, törenlerde okunmak için mevlid yazdı.

Bu mevlidler içinde Türkçe yazılanlardan en çok beğenileni, 1364 yılında Bursa'da doğan Süleyman Çelebinin yazdığı ‘Vesilet-ün Necat  /  Kurtuluş Yolu’ isimli eser oldu.

Müslümanlar mübârek geceleri kutlarken ibâdet yerlerini kandillerle donatır ve aydınlatır. Onun için mübarek gecelere ‘kandil gecesi’ adı verilir.

Mevlid gecesi, Müslümanların 5 mübârek gecesinden biri olarak Mevlid Kandili diye isimlendirilir. Bugün kandil günü, bu gece kandil gecesidir. Müslümanlar bu geceyi ibâdet ile geçirecekler, verdiği nimetler için Allah'a şükredeceklerdir. Bu gece Müslümanlar arasında birliği, kardeşliği güçlendirmek için bir fırsat gecesidir. Bu fırsat, inşallah en mükemmel şekilde değerlendirilir. 

Din; toplumun en önemli müesseselerinden biridir. Türkiye'de yaşayanların çok büyük çoğunluğu Müslüman, hem de iyi Müslüman’dır. İyi Müslümanların sayılarının artması, insanlarımızın Müslümanlığı iyi öğrenmeleri ve öğrendiklerini uygulamaları… bütün insanlığın kurtuluşuna ve mutluluğuna vesile olacaktır.