Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

*Bir Vefâ Hikâyesi*

1939 senesinde Filistinli bir  öğretmen, Riyad'da görev yaptığı okulların birinde, öğrencilerinden birisinin yüzünde, büyük bir üzüntü fark etti. Öğrenciye bunun sebebini sordu. Çocuk:

-Okulun bir gezi düzenlediğini, katılım parasının bir riyâl olduğunu, ama âilesinin çok fakir olduğu için bu parayı ödeyemeyecek durumda olduğu için üzüldüğünü” söyledi.

Öğretmen, çok akıllıca bir düşünce ile doğru cevabı bir riyâl olan bir yarışma yaptı. 

Tabii ki soruyu küçük öğrenciye sordu. 

O da cevabı verip bir riyâli aldı. Öğrenci tarif edilemeyecek kadar sevindi ve geziye katıldı...

Haliyle o küçük çocuk, âilesinin şiddetli fakirliği sebebiyle, eğitimini tamamlayamadı. 

Hamal olarak, günde yarım riyâl karşılığında, yük taşımaya başladı.

Sonra, o zamanlarda elektrik olmadığı için, gazyağı tenekeleri taşıdı. 

Daha sonra bakkalda satıcı olarak

çalıştı. Sonra da aşçı oldu.

Sonunda 400 riyâl biriktirdi ve onunla bir bakkal dükkanı açtı.

Sonra hacıların dövizlerini alıp satan bir döviz bürosu açtı...

Sonra.. sonra... derken zenginliğin zirvesine ulaştı...

Bu öğrencinin kim olduğunu size söylediğimde, garipsemeyin. O, *El-Râcihi* bankasının kurucusu, *Süleyman el-Racihi*... 

Sermayesi 124 milyar riyal (yani 600 milyar) Bütün dünyadaki 500 şubesinde, 8000 memur çalışıyor.

O da bunun Allah'ın fazlı sayesinde olduğunu bilerek, servetinin üçte ikisini, vakıflara ve hayır işlerine bağışlıyor.

Bu vefâlı öğrenci, öğretmeninin kendisine geçmişte yaptığı iyiliği unutmadı.

Bundan sonrasını kendisinin yazdığı: *Mücâdele Hikâyesi" adlı anılarından, nakledelim. 

-Bu öğretmenimin yerini öğrenene kadar, tüm eğitim kurumlarını ziyâret ettim. 

Nihayet onunla buluştum. 

Onu yaşlanmış, işsiz, zor durumda ve dünyadan ayrılmaya hazırlanıyor gördüm...

Tanıştıktan sonra dedim ki;

-“Değerli öğretmenim, uzun yıllar önce, bende emânet olan büyük bir alacağınız var”

Hayretle;

-“Kimseye benim borcum veya alacağım yok.” dedi.

Ben de:

-“Sana şöyle şöyle cevap verdiğinde, yarışma ile bir riyal verdiğiniz bir öğrenciyi, hatırladınız mı?" dedim.

Düşündü ve hatırladı, sonra da gülerek;

-“Evet, Evet" dedi.

-"Sen o musun, yoksa? Beni, bir Riyali geri vermek için mi, arıyorsun?" dedi.

Ben de:

-“Evet." dedim.

Biraz ısrardan sonra, onu arabama bindirdim ve beraberce gittik. Bir villanın önünde durduk ve arabadan inip içeriye girdik.

Sonra;

-"Değerli Öğretmenim! Benim size olan borcumu bu villa, beraberinde bu araba, hayatınız boyunca istediğiniz maaş ve müessesemde de oğlunuzun memur olması, ancak alacağınızı kapatıyor”. dedim.

Öğretmen şaşırdı, gözleri doldu ve dedi ki. 

-Ama bu gerçekten çok fazla...

Dedim ki:

-“İnanın, vaktinde sizin verdiğiniz bir riyalin bana verdiği mutluluk, bunun gibi on villadan daha büyüktü hocam. 

Hâlâ o mutluluğu, unutamıyorum." dedim...

Bu öğretmen; bir riyalle küçük bir çocuğu mutlu etmesi, hayatının en zor anlarında kendisini tamamen değiştirmek için ona geri döneceğini hiç aklına getirebilir miydi?..

Karşılıksız ve sadece Allah için yapılan iyilikler; Allah'la yapılan bir ticârettir. 

Kazancınızın takdiri Allah'a aittir... 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter”.. (El-Ahzâb, 3)

“Eğer Allah a bir borç verirseniz onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar”. (Teğabün,17)

           ———————-

Hac veya umreye gittiğimizde bu Bankayı görür, bazen de  Kurban parası yatırma vs. gibi hizmetler İçin için yolumuz düşerdi.

Demek ki temeli sağlam atılmış. 

Allah ona nasıl ihsan etti ise oda kulları ile paylaşmış.

İhtiyacı olan birisi Bankadan içeri girdiğinde hemen hesap makinesini alıp Faiz hesabı yapmamış.

Böyle kuruluşların ayakta kalabilmesi için dua ederiz .

Allaha emanet olasınız...

 

Halil ARIK 

İl Müftüsü