İnsanın en büyük isteklerinden biri anlaşılmak arzusudur. Her insanın içindeki ses kendini duyurmak ve ifade etmek ister. Bizi kim iyi dinlerse ona güvenir ve onu takdir ederiz.
Bir insanı onurlandırmak için onu iyi dinlememiz gerekir. Ama pek çok insan egosunun sesini fazla dinlediği için başkalarını iyi dinleyemiyor ve onları takdir edemiyor.
Egonun sesini fazla dinlememizin temel sebebi de kendimize olan güvenimizin az oluşudur. Bu güvensizlik sebebiyle her ortamda başkalarının bizi akıllı, güçlü ve mutlu görmesini istiyoruz. Egomuza fazla önem veriyoruz. Ancak saf ego, kişiyi çok yanıltır.
Şişirilmiş ego sebebiyle eski moda liderliğin etkisinde kalıyoruz. Bilindiği gibi eski moda liderlik, çok ve yüksek sesle konuşmayı ve az dinlemeyi esas alır. Dinlemeyi küçümser. Oysa büyük insanlar dinleyerek başkalarına değer verirler.
Günümüzde lider, az ve derinden konuşur. Çok dinler.
Güçlü insan, egosunun sesini kısar, dinleyerek değer vermenin sesini açar. Dinleyerek başkalarının seslerini duyurma açlıklarını gidermeye çalışırlar. Güven artırır ve saygınlıklarını yükseltirler.
Pek çok insanın egosu o kadar yüksek sesle bağırıyor ki, başkalarının ne söylediğini duyamıyor.
Unutmamak gerekir: İyi konuşma, iyi dinlemenin bir fonksiyonudur.
Kaynak:
Zülfikar Özkan, Duygusal İletişim, Hayat Yayınları, İstanbul, 2015.
Robin Sharma, Unvansız Lider, İstanbul, 2010.