12 Eylül döneminde 7000 kişinin idamı istendi. 517 kişiye ölüm cezası verildi. Askerî Yargıtay 124 idam cezâsını onayladı. 55 kişi idam edildi. Gözaltında veya hapishânelerde, 171 kişinin işkencede öldüğü belgelerle ispat edildi. Bunun dışında ‘Tabiî olmayan ölüm’ sayısı 229 idi.
Gayri resmî kayıtlara göre 650.000 kişi gözaltına alındı. 210.000 dâvâ açıldı, yaklaşık 100.000 kişi ‘örgüt üyesi’ olmakla suçlandı. 1.000.000 kişi fişlendi. 141, 142 ve 163. maddelerden 71.000 kişi, örgüt üyesi olduğu iddiasıyla yargılandı. 30.000 kişi yurtdışına kaçtı. 338.000 kişiye pasaport verilmedi. 30.000 kişi ‘sakıncalı’ olduğu için işten çıkarıldı. 300 gazeteci saldırıya uğradı, 3 gazeteci öldürüldü, gazeteciler hakkında toplam 4.000 yıl hapis istendi, toplam 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi, gazeteler 300 gün kapatıldı. 49 ton gazete, dergi ve kitap ‘sakıncalı’ bulunduğu için imha edildi.
ABD Güvenlik Konseyi Danışmanı Paul Henze, 12 Eylül 1980 darbesini, zamanın Devlet Başkanı Jimmy Carter’a şöyle duyurmuştu: ‘Our boys did it! / Bizim oğlanlar yaptı’
12 Eylül 1980 askerî darbesi, Cumhuriyet döneminin etkileri en uzun süren darbesidir. Cumhuriyet dönemindeki ilk hükümet darbesi 27 Mayıs 1960 darbesidir. Demokratik siyâsî hayatımıza uzun yıllar etkisini devam ettiren bir askerî vesâyet rejimi getirmiştir. Askerî vesayeti olağanlaştıran ve anayasa kurumlarına taşıyan 1961 Anayasası'na rağmen, ordunun içine siyâset girince, bu vesâyetin yönü konusundaki anlaşmazlıklar baş göstermiş, bu anlaşmazlıklar da birbirine rakip askerî hizipler oluşmasına yol açmıştır. 27 Mayıs'la başlayan bu süreçte ordu zaman zaman bütünlüğünü kaybetmiş, emir komuta zincirinin dışında ve komutanlara karşı olan darbe hazırlıkları yapılmıştır. 12 Mart 1971 askerî muhtırası 9 Mart cuntacıları olarak bilinen böyle bir grubu engellemek adına verilmişti. İşin trajik tarafı, artık ordu, askerî müdâhaleleri engellemek için müdâhale etmeye başlamıştır.