Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Üç Düşündürücü Efsane

                                              I

Tanrı’nın üstüne On Emri yazılmış iki taş levhayla Sina Dağından inen Hz. Musa, levhalar çok ağır  ve yol çok dik olduğu halde onları taşımakta  hiç zorlanmaz. Yük ona hafif gelir, çünkü levhalar Tanrı tarafından nakşedilmiştir ve taşıyıcısı için çok kıymetlidir. Ancak, altın buzağının ( buzağı biçimindeki putun) etrafında dans eden İsraillileri görünce, rivayete göre, sözler taş levhadan silinir. Levhalar bomboş taşlardan ibaret kalırlar. Birdenbire, Hz. Musa’nın taşıyamayacağı kadar ağırlaşırlar.

Bu efsanenin verdiği hayat dersi: Yapmakta olduğumuz şeyin bir anlamı olduğuna inanırsak, her yükü kaldırabiliriz. Anlamdan yoksun, amaçsız, boşuna yaşanan bir hayat, en güçlülerimiz için bile taşınamayacak kadar  ağır bir yüktür. 

                                                 II

Bir adam Gökdelen penceresinden düşmektedir. Adam yere çakılırken, elli ikinci kattan geçtiği sırada halını hatırını soran birine şöyle karşılık vermiş: “ İyiyim, şimdilik tabii. “ (Yorum size ait)

                                           III

Bir adam başına gelen  bütün kötü şeyleri hahamına sayıp dökmektedir. Adam, karısı tarafından terk edildiğini, işinden kovulduğunu, çocuklarının başlarının  belaya girdiğini, sağlığının bozulduğunu  hahamına anlatmakta ve dert yanmaktadır. 

Haham “Daha kötüsü olabilirdi, ” der.

Kafası karışan adam, “Ne diyorsun sen, Haham, bunca şeyden sonra… Daha kötü ne olabilirdi?

Haham kayıtsızca cevap verir: “ Benim Başıma gelmiş olabilirdi.” 

Kıssadan Hisse: Başa gelen kötü bir olay kendi başınıza geliyorsa her zaman daha kötüdür. Haham bu hikayede ait olma ihtiyacını görmezlikten gelmiştir. Oysa ait olma ihtiyacı o kadar derindir ki, bu dünyada belki de asla giderilemez. Sorunlar baş gösterdiğinde bakış açımız daralıyor. O zaman kendimizi düşünüyoruz. Başkalarının acılarını dinleyip onlara yardım etmeye  kendimizi kaptırdığımız zaman, kendi acılarımız  hayatımızdan uçup gidiyor. İnsanoğlu hem ait olmak, hem de özgür bir birey olmak ister. Hayatımızın her alanında birey olma - ait olma dengesini kurmalıyız.

 

Kaynak: Toksöz B. Karasu, Huzurlu Yaşama Sanatı, s. 150, 153, 79