Dünyanın bütün ülkelerinde girişimciler, geçmişten geleceğe bakarak düşünürler. Onların ekonomik ve kültürel sorumluluklarının başında, insanların üreten eller olmalarında, gelen günlerini geçen günlerinden daha güvenli ve daha güzel olmasına katkıda bulunmak gelir. Toplumların üretici güçlerine, yeni boyutlar kazandırırken, girişimcilerin bir elleri geçmişte, bir elleri gelecekte, gözleri bugündedir. İster ürün, ister hizmet, ister bilgi üretsin her girişimci, hayatı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için, dünü yorumlar, bugünü değerlendirir, yarını tasarlar.
*
Bin yıllık tarihi boyunca, Anadolu insanının simgesi oyuncak “Hacıyatmaz”, yere nasıl bırakılırsa bırakılsın, alt kısmındaki kurşunun ağırlığıyla, hemen ayağa kalkar, sırtı hiçbir zaman yere gelmez. Girişimciler de Anadolu’nun oyuncakları gibi, ekonomik, siyasal ve kültürel ortam, ne kadar olumsuz olursa olsun, hiçbir karamsarlığa kapılmadan yere düştüklerinde, hemen ayağa kalkmasını bilirler. Onlar bin kere yere düşseler, yine ayağa kalkarak, yılmadan yollarına devam ederler.
*
Girişimciler Anadolu’yu dönüştüren Horasan erenleri gibi, yalnızca akıl gözleriyle görmezler, gönül gözleriyle de görürler. Onlar ürettikleri ürünlerle, insanların gönüllerini kazanmaya, para kazanmaktan daha çok önem verirler. Onların akıl gözüyle görülmeyenlerin, gönül gözüyle görüldüğü, düşünce ve eylem dünyalarında, kesinlikle ümitsizliğe yer yoktur. Girişimcilik kültürü karşılaşılan her olumsuzlukta, bir olumluluk bulmasını bilenlerin kültürüdür.
*
Dünyanın bütün ülkelerinde, insanların üretim güçlerine, yeni açılımları girişimciler kazandırırlar. Bu yüzden bütün ülkelerde üniversitelerin, yerel yönetimlerin ve gönüllü kuruluşların, tartıştıkları alanların başında, girişimcilik kültürüne yeni boyutlar kazandırmanın yolları ve yöntemleri gelmektedir. Çünkü girişimcilik kültürünün zenginleştirilmesi, teknik bilimlerin olduğu kadar, sosyal bilimlerin alanlarıyla da örtüşen, çok geniş bir alanı kapsamaktadır.
*
Girişimcilerin gözleri uzakları görür, elleri tuttuklarını koparır. Ancak toplumlarda yenilik yapmasını bilen, risk almaktan korkmayan, insanların sayıları sınırlıdır. Bunun için bütün dünyada, girişimci nitelikli insanların sayılarını artırmadan, ürün, hizmet ve bilgi üretme gücünü artırmak mümkün değildir. Doğuştan girişimci olan insanların sayılarının az olması, üniversitelerin girişimcilik eğitimine önem vermelerine yol açmıştır. Artık dünyada girişimcilik eğitimi vermeyen üniversite yoktur.
*
Dünyanın bütün ülkelerinde girişimcilik öğrenilmekte ve öğretilmektedir. Girişimciliği öğretmek için, girişimcilik kültürünü zenginleştirmek için, bütün dünyada büyük yatırımlar yapılmaktadır. Dünyanın her ülkesinde, insanlar girişimciler gibi, düşünülmeyenlerii düşünürlerse, üretilmeyenleri üretirlerse, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlardaki, bütün yoksullukların üstesinden kolaylıkla gelirler. Onlar pusulayla gemiyi, bir araya getirerek, denizlere açılan kaptanlar benzerler.
*
Denizlerde nasıl pusulasız kaptan, kaptansız gemi olmazsa,ülkelerde girişimcisiz kuruluş,kuruluşsuz ekonomi olmaz.
*
Ülkelerde girişimcilik sermaye sahibi olmak değil, yenilik sahibi olmaktır, yeni ürün sahibi olmaktır.
*
Gece gündüz rüya gören girişimciler, düşünceleriyle bilinirler, eylemleriyle görünürler.