Keseri aynı noktaya vurmak…
Aynı türküyü seslendirmek, Birinci sınıf bilim insanı yetiştirilir, bilim kurumları sorumluluklarını yerine getirirler, yönetimler bilim insanlarını dinleyip önlerini açarlarsa, bilimsel bilgi bütün toplum kurumlarına girecek, toplum yapısı değişecektir.
Böylece; teknolojik seviye yükselecek. kurumlar düzgün, verimli işleyecek, ekonomik refah artacaktır.
Mümtaz Turhan’ın ifadesi bu mealde.
* Engellerimiz var: Bilimin toplum yapısını değiştireceği doğru, toplumda bilimin algılanmasına, kavranmasına ve hayata geçirilmesine engellerin olduğu gerçek.
Kendi iç dinamiği ile sürekli ilerleme gösteren bilim geleneğinin üniversitelerimize girmesinde bile zorluklar var.
Bilim toplumdaki zihniyeti değiştirecektir, fakat yönetime gelen siyasi partilere hakim olan gündelik politika yapma –popülist yaklaşım- anlayışı bilimin algılanmasını, kurumlaşmasını, toplumu ilerletmesini engellemekte.
Bu durumda, zengin ve güçlü ülke olunması gerektiğine inanan herkesin öncelikli görevi, siyasi partilere bilimin önemini benimsetecek çalışmalar yapmak veya bu çalışmayı yapanlara destek olmaktır demek yanlış mıdır?
* Vatanseverler, ilericiler, Atatürkçüler, milliyetçiler, ülkücüler, İslâmcılar, sosyalistler, liberaller yoksul- borçlu, yoksul, hazinesi tamtakır bir ülkenin vatandaşları olmak isterler mi? Vatanseverler gözyaşı dökerek, anma toplantıları, hararetli konuşmalar ile yetinip esas çözümün güçlü olmaktan geçtiğini bildikleri halde gücün tek kaynağı olan bilim ve teknoloji için çalışmazlar, seslendirmezler ise sonuç ne kadar değişebilir?
Özellikle milliyetçiler? Milliyetçilerin gündemlerini inceleyin, yayınladıkları çok sayıda dergiye, gazeteye bakın bilim –teknoloji meseleleri ne kadar var?
* Kuruluşları saysam, adlarını yazsam diyecekler ki “hiç konu bulamadın da bizim derneği, vakfı, dergiyi, gazeteyi mi hedef seçtin? Sen ne yapmak istiyorsun? Muhalefet et tanınırsın demişler. Tanınmak için mi bütün bu eleştirilerin? Sen kimsin ki önüne gelene sataşıyorsun?” Maalesef, sataşmak zorunda hissediyorum kendimi…
Sakin kafa ile bildiğiniz, takip ettiğiniz, üyesi olduğunuz, sempati duyduğunuz milliyetçi, ilerici, Atatürkçü, İslâmcı süreli yayına bakın. Ağabey deyip düşüncesine, bilgisine saygı duyduğunuz kişinin gündemine, söylediklerine... Meslek odalarının dergilerine.... Derneklerin, federasyonların, konfederasyonların dergilerine, seminerlerine, konferanslarına bakın..
* Doktorlar bir hastanın tedavisinde önce tetkiklere bakarlar. Tatmin olmazlar ise başka tetkikler yaptırırlar. Teşhisi, yani hastalığın adını doğru olarak koyduktan sonra tedaviye geçerler...
Mantık olarak doğru mu?
Bilimden teknolojiden başka Türkiye’yi ileriye götürecek bir fikir-düşünce-eylem var mı? Yayınlarımızda, konferanslarımızda, seminerlerimizde 99 çeşit türküyü seslendirmek, hepimiz ayrı telden çalmak yerine aynı türküyü çağırıp söylesek. Keseri aynı yere vursak, aynı noktaya birlikte ateş etsek, sorularımızı bu açıdan sorsak ilerleme hızımız değişecektir.
O zaman “Daha çok bilim, daha çok ar-ge, başka kurtuluş yok” türküsünü birlikte seslendirebiliriz. Koro veya solo.
* Varsın bozuk saatler yalan yanlış işlesin. Biz inandığımız türküyü söyleyelim.