Bazı insanlar, güzel, sorunsuz ve zevkle yaşanılabilir bir dünya istiyorlar. Sosyal medyada kafalarına uymayan arkadaşlarını silerek, " oh be rahatladım, ne güzelmiş sadelik" diyorlar.
Arkasından da, nasıl arkadaşları olmalı konusunda sipariş veriyorlar.
Bazıları severek evlendiği eşini, bal ayları geçince beğenmemeye başlıyorlar. Kavgalı ve gergin bir hayat sürerek, ya hayatlarını zehir ediyorlar, ya boşanıyorlar, ya da Allah korusun birbirlerinin hayatına kast ediyorlar.
Bazıları, yaşadığı ülkeyi, kenti, mahalleyi, komşuyu, belediyeyi, yönetimi beğenmiyor ve sürekli olumsuzluklar üreterek yaşamı hem kendisine hem de çevresine zehir ediyorlar.
Sanki, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde her şey süt liman. Yöneticilerinin hepsi mükemmel.
Öyle olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Yıllar önce ABD'de birisi otomatik silahını aldı 70 küsur öğrenciyi katletti.
Arkasından dedi ki: "Mermilerim bitmeseydi daha da öldürecektim".
Almanya'da aşırı ırkçıların Türk aileleri Solingen'de diri diri yaktıklarını unutmadık.
Bazı öğrenciler taşra okulu diye okullarını beğenmezken, o okullardan Türkiye birincileri çıkabiliyor.
Dikenleri elime battı diye gülün tamamını kırıp dökmek, asla mantıklı bir yaklaşım olamaz.
Atalarımız: "Gülü seven dikenine katlanır" diye ne güzel söylemişler.
Dikensiz gül bahçesi olmadığı gibi, sorunsuz, her şeyin güzel olduğu, lay lay lom bir hayat ancak hayallerde olur.
Asr-ı Saadette herkes çok mu iyiydi?
Efendimiz'e kan kusturan Ebu Cehiller ve Ebu Leheblerin yaratılış hikmetleri neydi acaba?
Yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzün önderliğinde, Kurtuluş Savaşımızı kazanan Yüce Milletimizin çektiği olağanüstü sıkıntıların hikmeti neydi acaba?
Bütün zorluklara ve imkansızlıklara rağmen, her hal ve şartta bardağın dolu tarafına bakarak, mücadelesini sürdüren, arkasından koca milleti sürükleyen, Dünya Lideri ve Rabbimizin Milletimize bir lütfu olan Atatürk olmasaydı, halimiz nice olurdu?
Armudun sapına, üzümün çöpüne, gülün dikenine odaklananların hayatları sürekli problemlidir. Zaten üretemedikleri enerji ve sinerjileri de kısa sürede yerle birdir.
Yerle bir olan enerji ile de, güzellikler ve etkili eylemler üretme imkanı yoktur.
Sürekli şikayet ederek, birilerini suçlayarak, egolarını şişirerek, kargaşalıktan nema bekleyerek, Kaliteli bir hayat sürmek imkansızdır.
Şunu iyi bilmeliyiz:
Sorunsuz bir dünya ve yaşam yok.
Zaten dünya, insanların sorumsuzlukları cahillikleri ve kendine has yapısı yüzünden sayısız problemler üretiyor.
Bir de bazı insanların negatif yaklaşımları ve yanlış uygulamaları ile, güzelim dünyayı yaşanmaz hale getirmenin ne anlamı var? Unutmayalım, dünyada tek başımıza yaşamıyoruz. Yakın ve uzak çevremizde sayısız ortağımız var. Zaten sürekli yaşlanan, gücü ve imkanları azalan Dünyamıza bir tekme de biz vurmamalıyız.
Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yücesine emanet olalım.