Yaman ARIKAN

Dilbilimci - Yazar

Kur’ân Nedir?

(YİRMİNCİ BÖLÜM)

Bugün hâlâ insanımızın birçoğu çalışmadan, yorulmadan, terlemeden ve herhangi bir zahmete katlanmadan para kazanmanın yollarını aramanın peşindedir. Bütün enerjisini, zekâ gücünü, kabiliyet ve istidâtını bu istikametde harcamaktadır. Artık onun için, hak-hukuk, helâl kazanç, el emeği, alınteri, göz nûru, gibi mefhumlar ortadan kalkmıştır. Bunlar ortadan kalkınca da; doğruluk, dürüstlük işinin ehli olma, yaptığını sağlam, dayanıklı, vasıflı ve kullanışlı yapma... gibi, iş hayâtını düzenleyen mefhumlar da kendiliğinden ortadan kalkmıştır. Neticede, iş ve çalışma hayatımız bugünkü keşmekeşe düşmüş, çürük-çarık, hileli, vasıfsız, dayanıksız ve kullanışsız mal imâl etmek ve iş yapmak, tabiî hâle gelmiştir.

Ve, aziz okuyucularımız, işte bütün bunlardan ve bunlara benzer diğer birtakım sebeplerden ötürü, biz, düşmanlarımızın bizi küçümsediği bugünkü seviyeden daha ilerilere bir türlü gidememiş, yani elimizde hazır malzeme bulunmasına rağmen bir türlü helva yapamamışızdır.

Müslüman Kimdir?

Müslüman, diğer müslümanlara elinden - dilinden kötülük gelmeyen kişidir.

- Hadis -

Farzedelim ki, atom bombası yapacağız. Atom bombasının bize sağlayacağı faydaya ihtiyacımız var. Öyle ise:

 a) Atom bombasının formülünü yâni hangi maddelerden yapıldığını doğru olarak bilmek,

b) Bu maddeleri tedârik etmek,

c) Fiilen harekete geçip bombayı imâl etmek zorundayız.

Eğer:

a) Atom bombasının nasıl yapıldığını doğru olarak bilmiyorsak,

b) Veya bombanın yapımı için gerekli maddeleri tedârik etmemişsek,

c) Veyahut da formülü bildiğimiz, gerekli maddeleri de tedârik ettiğimiz halde fiilen imâl işine girişmezsek bombaya sâhip olamaz ve bize sağlayacağı faydadan mahrum kalırız.

Başka bir misâl:

Farzedelim ki, bedenimizde bir rahatsızlığımız var. Bunun bertaraf edilebilmesi için:

a) Önce doğru bir teşhis gerek.

b) İkinci olarak, bu teşhise uygun bir tedavi şekli ve ilâçlar gerek.

c) Nihâyet, bu ilâçların fiilen kullanılması ve teşhise uygun olarak tedavide tatbik edilmesi gerek.

Eğer:

a) Hastalığa doğru bir teşhis konulmamışsa,

b) Veya doğru teşhise uygun ilâçlar tedârik edilmemişse

c) Veyahut da doğru teşhis konulduğu ve ilâçlar da tedârik edildiği halde fiilen tedâvi yoluna girişilmemişse hastalık devam edecektir.

Bu kaideyi, değişik ifâdelerle bütün içtimâi dert ve meselelerimize tatbik edebiliriz. Biz burada misalleri daha fazla çoğaltma lüzumunu hissetmiyoruz. Zirâ seçkin kitleden oluşan değerli okuyucularımız bunu bizzat kendileri yapacaklardır.                          (DEVAM EDECEK)