Ekrem İmamoğlu İBB seçimlerinden önce,“Her şey güzel olacak” sloganıyla kampanya yaptı. Hiç ayırım yapmadan bütün sağ partilerden de oy aldı. AK PARTİ’nin güçlü adayı Binali Yıldırım’a karşı 800 bin oy fark atarak, İstanbullu seçmenden % 54,21 oy almak suretiyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimini kazandı.
Genel seçimlerde CHP’nin İstanbul’daki, oy oranı % 25 civarında olduğuna göre, İmamoğlu diğer partilerden en az yuvarlak hesap % 29 oy almış demektir. Başka bir ifadeyle, kendi partisinden aldığı oydan daha fazlasını diğer partilerden almıştır. Bu durum ise sağ bloğu temsil eden parti seçmenlerinin keskin bir tercih değişikliği yaşadığının açık bir delilini teşkil etmektedir. Üzülerek ifade edeyim ki, bir kısım sağ parti seçmenleri bir slogana inanarak veya başka sebeplerle hayatta hiçbir zaman oy vermedikleri CHP’nin başkan adayına oy vermekten imtina etmemişlerdir.
Sağda bulunan parti mensuplarının oyları ile seçildiğine dair hiçbir şek ve şüphe bulunmayan Ekrem İmamoğlu, seçildikten sonra, aradan iki sene gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen, seçimlerden önce vaat ettiklerinin hemen hemen hiç birisini yerine getirmemiştir, getirememiştir. Şöyle ki,
Seçimden önce, “İBB’ sini borçlandırmak ihanettir, seçildiğim takdirde İstanbul’un gelirini % 50 artıracağım” sözünü veren İmamoğlu, iki sene zarfında öyle bir borçlanmıştır ki, kanunlar gereği, şuan Belediyenin bir kuruş dahi borçlanma imkânı kalmamış bulunmaktadır.
Buna rağmen Ekrem İmamoğlu, ekranlarda “Ben İstanbullu vatandaşlarıma 618 milyon TL sosyal yardım yaptım” diye övünmektedir. Halbuki İBB’nin Resmi Denetim Raporların da bu yardımın sadece 67 milyon TL olduğu anlaşılmaktadır. Buna talebelere verilen eğitim yardımı, çocuklara verilen süt yardımı vb. yardımlar da katılsa dahi yapılan yardımların toplamı yine de 262 milyon TL’de kalmaktadır. Bu durumda geriye kalan 356 milyon TL’nin nerelerde harcandığına dairherhangi bir malumat bulunmamaktadır.
İmamoğlu seçilmeden önce,“Bizim önceliğimiz olan Deprem ve Kentsel Dönüşüme çok büyük bütçeler aktaracağız” diyordu. Fakat, seçilip göreve başladıktan sonra ise, AK PARTİ döneminde % 5 olan Kentsel Dönüşüm Bütçesinin % 1 in altına düşürülmüş olduğu, İBB’ inin Resmi Bütçesinde açık bir şekilde görülmektedir.
AK PARTİ İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre, 25 yıllık AK PARTİ dönemi boyunca sadece 23 milyar 592 milyon lira borçlanan İBB, Ekrem İmamoğlu döneminde mevcut borcu 43 milyar 402 milyon TL’ye çıkarmıştır. Kaldı ki, İller Bankası ve Hazineden geçtiğimiz yıllarda İstanbul’a 159 milyon TL yardım gönderilmekte iken, bu miktar 180 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Şu da bilinen bir husustur ki, 2 yılda yaklaşık olarak 140 milyar TL kaynak tüketilmiştir. Fakat, bu arada yatırım bütçesi azalmış, reklam giderleri artmış, mal alım bedelleri de 5 milyar TL’den 10 küsur milyar TL’ye çıkarılmıştır.
İBB’nin borçlarının bu kadar artmasına rağmen, Fatih Sultan Mehmet’in bir portresine 770 bin Sterlin, yaklaşık 6,5 milyon TL vermek suretiyle, satın alınmıştır. Fatih Sultan Mehmet tarihimiz de bizim çok büyük bir değerimiz olmakla beraber, portresinin bu kadar yüksek fiyata satın alınması hususu, İBB sinin yapması icap eden hizmetler meyanında hiçbir zaman öncelikli meseleler arasında bulunması mümkün değildir.
Diğer taraftan, E. İmamoğlu seçimden önce başkan seçildiği takdirde, Belediyede liyakate göre hareket edileceğini söylüyordu. Fakat seçilip Başkanlık vazifesine başladıktan kısa bir zaman sonra, 11 bin kişinin işine son vermiş ve bunların yerine de 18 bin kişiyi işe almıştır. İşe alınanların tamamının da pay edilerek CHP, İYİ PARTİ ve HDP tabanından alındığı cümle alem tarafından bilinen bir husustur. Buna ilaveten, İBB’nin şirketlerine 100’ün üzerinde birim müdürü veya memur alındığı, sadece bunlara ödenen aylık maaşın bir milyon TL’nin üzerinde olduğu belgelerle ortaya konulmuştur.
Yukarıda anlatılanlar nazarı itibara alınarak, bundan sonra, İstanbullular şunu bilsinler ki, bütün borçlanma yetkilerini kullanan ve borç aldığı bütün paraları verimli yatırımlarda kullanmayan Ekrem İmamoğlu, bundan sonra ne yapacak sorusu akla gelmektedir. Tahminime göre yapacağı şu olacaktır: Bundan sonra muhtemelen daha çok işten çıkarmalar yapacak, bunun neticesi olarak da haliyle hizmetlerde gerileme dönemi başlayacaktır. Bundan zararlı çıkanlar ise yine İstanbullular olacaktır. Bu ara da yapmış olduğu bir konuşma da “beni engelliyorlar” demekte ise de bu ifade doğru değildir. Kimsenin onu engellediği filan yoktur. Amiyane tabirle bu beyan biraz da şuna benziyor, oynamasını bilmeyen gelin “yerim dar dermiş.” Bu da onun gibi bir şey oluyor. Bir de şu var ki, İstanbul’da iki yıldan bu tarafa, taş üzerine taş konulmamıştır. Bu güne kadar hep evvelce yapılmış olan yatırımlar ile idare edilmiştir. Esasen, iş yapmaya niyetinin olmadığını, göreve gelir gelmez yapmış olduğu “temel atmama merasimi” ile çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.
Ancak, Ekrem İmamoğlu’na çok da fazla haksızlık yapmamak lazım. Zira İmamoğlu İstanbul’a öyle büyük bir hizmet yapmıştır ki, o da unutulur gibi değildir. O da şudur; E.İmamoğlu Beylikdüzü’ne, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizi büyük katliama tabi tutan, eli kanlı Kızıl Papaz Makarios’un, müstakil olmasa da yanına birkaç kişiyi daha katarak heykelini yaptırmıştır. Bu da tabii ki, az buz bir hizmet değildir! Bu itibarla, İmamoğlu’na oy veren, sağ partilere mensup vatandaşlarımız ne kadar gururlansalar az gelir!
Netice itibariyle, İstanbul’un yükünü kaldıramayan E. İmamoğlu bir şekilde kendini bu görevden aldırmanın yollarını aramaktadır. Yetkisi olmadığı halde bile bile borçlanma talebinde bulunması herhalde bundan olmalıdır. Kendini görevden aldırmak suretiyle mağdurları oynayıp, bu mağduriyet sayesinde 2023 yılında Cumhurbaşkanı olmanın yolunu arayacak gibi bir tavır sergilemektedir. Bu tahminlerin doğru olup olmadığı her halde önümüzde ki aylarda meydana çıkacaktır.
Not: Bu yazı kısmen basın ve yayım organlarında çıkan haberlerden derlenerek hazırlanmıştır.