Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Beş Mayıs Avrupa Günü ve Türk Cumhuriyetleri İktisâdî İşbirliği Teşkilâtı

On ikinci yüzyılın başlarında Avrupa’daki şehir devletlerinde ticarî faaliyetler artmıştı. Bu gelişme yeni düzenlemeler ihtiyacını gündeme getirdi. Bu düzenlemelerin ilki on yedinci yüzyılda Fransa’da gerçekleşti: Eyâletler arası gümrükler kaldırıldı.  Sonraki yıllarda bununla da yetinilmedi,  yeni pazarlar arayışı başladı. Özellikle ham maddenin ve yer altı mâdenlerinin bol olduğu ülkeler sömürgeleştirildi. Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde bulunan Akdeniz’den geçilemediği için Ümit Burnu dolaşılarak Kuzey Afrika işgal edildi,  Hindistan’a, Uzak Doğu’ya ve Avustralya’ya uzanıldı. Avrupa’nın hâkimiyeti, işgal ettikleri topraklar ve sömürgeleştirdiği ülkeler ile doruğa ulaşmıştı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, aynı coğrafyada yaşayan devletlerin güçlenmesinin, milletlerin saadeti ve gücün kalıcılığı açısından bir mânâ taşımayacağını ortaya koydu. O halde, birleşilmeliydi. Üstelik karşılarında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği…  gibi birleştikleri için güçlenen, devleşen topluluklar vardı.

Avrupa Birliği (AB) fikrinin doğuş târihi çok eskidir. Roma İmparatorluğu dönemine kadar iner. 1589 – 1610 yılları arasında Fransa Kralı olan Dördüncü Henri de Avrupa Birliği’nden söz etmiş, hatta uygulamaya bu günkü Fransa topraklarında bulunan şehir devletlerini birleştirmekle başlamıştı. AB düşüncesinin on sekizinci yüzyıldaki en ateşli savunucusu Papaz St. Pierre’dir. O’nun görüşleri hem siyasî, hem de ekonomik bir birliğe ve refaha yönelikti. Nitekim, bu ve daha önceki görüşlerin de etkisiyle olsa gerek,  1848 yılında İsviçre’de siyâsî birlikler gerçekleşti. On üç kanton bir araya gelerek ‘İsviçre Federasyonu’nu oluşturdular. Federasyon içerisinde, malların ve insanların serbest dolaşımı uygulamasına geçildi. Aynı yüzyıl içerisinde, İngiltere’de klâsikleşmiş feodal yapıdan vazgeçildi, siyasî liberal birlikler oluşturuldu.   Hemen ardından Alman Prenslikleri yalnızca gümrük birliği çerçevesinde, İtalyan şehir devletleri de tarıma dayalı iktisâdî birlikler oluşturdular.

1922 yılında birleşmeler, kanton ve şehir devlet kapsamının dışına çıktı. Belçika ve Lüksembourg arasında iktisâdî işbirliği kuruldu. 1944 yılında bu birliğe Hollanda katılınca,  ‘BENELUX’  olarak anılan kuruluş meydana çıktı.   İkinci Dünya Savaşı’nın hemen akabinde,  19 Eylül 1946 târihinde, İngiltere Başbakanı William Churchill, Zürich’te yapılan bir toplantıda ilk defa Avrupa Birleşik Devletleri düşüncesini seslendirmişti.  Çok geçmeden Fransa ve İtalya, 1947 yılında, kendi aralarında bir gümrük birliği oluşturmak için çalışmalara başladılar. Bu maksatla 1949 yılında Paris’te bir anlaşma imzaladılar. 

1947 yılının 5 Haziran’ında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı George Catlett  Marshall, İkinci Dünya Savaşı sırasında yanıp yıkılan Avrupa’ya geniş kapsamlı yardımda  bulunabileceklerini, ancak bu yardımın daha etkili olabilmesi için Avrupalıların dayanışma içerisinde olmaları gerektiğini  belirtmişti. Marshall’ın nutkunda açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, yardım, Avrupa’nın komünist olmayan ülkelerine yapılacaktı. ABD yardımına tâlip olan ülkeler, 12 Temmuz 1947 târihinde çalışmalarını başlattılar. Bu çalışmalardan, 16 Nisan 1948’de Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı  (Organisation for Eurepean Economic Cooperation - OEEC)  doğdu.

Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı’nın kurulması, yıllardan beri dile getirilen Avrupa’nın bütünleşmesi düşüncelerine önemli bir adımdır.  Teşkilâtı kuran ülkeler çalışmalarına devam ettiler ve 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi’nin kurulmasını kararlaştırdılar. Bu sebeple 5 Mayıs,  Avrupalılar ve Avrupa hayranları tarafından Avrupa Günü olarak kutlanır.

Bu yazı, geçmişten ders alınmasına, Türk Cumhuriyetleri İktisâdî İşbirliği Teşkilâtı’nın kurulmasına vesile olur inşallah.