‘’Allah için oruç tutmak, içi temizlemektir.
Allah 'ın sevgisini gönülde gizlemektir.’’ Şerafettin Yaltkaya
‘’Yunus Emre der hoca, Gerekse bin var hacca
Hepsinden iyice, Bir gönüle girmektir’’ Yunus Emre
Şairlerimizin de işaret ettiği gibi oruç dahil ibadetlerin hikmetlerinden birinin gönül yapmak, gönüle girmek olduğunu unutmamalı ve buna uygun yaşamalıyız.
Oruç, sağlığı uygun her müslüman için yerine getirilmesi gereken bir ibadettir.
Sağlıklı bir insanın orucun gerektirdiği belirlenen bir zaman diliminde aç kalmasının hiçbir zararı yoktur. Oruç tutmak isteyen bir kimsenin sağlığı için bir endişe taşımaması gerekir. Oruç bir yerde sindirim sistemimizin yıllık tatili sayılabilir. Mide-bağırsak sistemimizin dinlenme ve bakım ayı yerine de geçer. Bunun daha da yeterli olması için oruç tutan insanın iftar ve sahurda daha dikkatli ve ölçülü yemek yemesi gerekir. Oruç tutuyorum diye etlisi-yağlısı- tatlısı ile midesini her seferinde tıka- basa doldurmamalıdır. Orucun bir faydası da irade eğitimi yapmasıdır. Tok insanın açı anlamasına imkan tanır. Zekat, fitre sadaka gibi yardımlaşmaları teşvik eder. Bu da varlıklı insanlar ile ihtiyaç sahibi insanlar arasında sevgi, hoşgörü ve barışa katkı sağlayarak toplumsal dokunun daha sağlıklı olmasına katkı verir. Müslüman memleketlerindeki adam öldürme, hırsızlık, zina gibi suçların daha az olması, insanların daha yardım sever ve bencilliğin daha az olması oruç gibi kişisel sorumluluk geliştirici ibadetlerin etkisi iledir.
Oruç sağlıklı insanların daha da iyi olmasına katkı veren bir ibadettir. Yapılan bazı araştırmalar oruç gibi açlık kürlerinin kan basıncı(tansiyon) üzerine olumlu etkisi olduğu, kilo vermeyi kolaylaştırdığı, enflamasyon dediğimiz iltihabi olayların daha kolay kontrole alınabilirliği, beyin fonksiyonları üzerine olumlu etkisi olduğunu, kanser riskini azalttığı, bağışıklık sistemini güçlendirme gibi etkileri olduğu iddia etmektedir.
Ramazan ayına ulaşan akıllı, ergenlik çağına gelmiş her Müslüman oruç tutmakla yükümlü olmakla beraber bazı özel durumlarda oruç tutulmayabilir. Veya ertelenerek daha sonraya bırakılabilinir. Bunlar;
Seferberlilik: Yolculuk veya misafirlik eğer sıkıntı veriyorsa oruç ertelenebilir.
Hamilelik: Doğacak çocuğun gelişiminin etkileneceği endişesi halinde anne adayları oruçlarını ertelemelidirler.
Emzikli olma: Süt veren anne oruç tuttuğunda sütten kesilme tehlikesi ile karşı karşıya ise bu durumda da orucunu ertelemeli annelik görevini ihmal etmemelidir.
Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olanların bu ibadet borcu üzerlerinden kalkmaktadır. Bu durumda olanlar imkanları varsa bedel ödeme şeklinde bu ibadetin gereğini yaparlar.
Çok ağır işlerde çalışmak mecburiyetinde; eğer bu durum sağlığın bozulması tehdidi oluşturuyorsa orucun ertelenmesi için gerekçe olabilmektedir.
Kimler, Hangi hastalığı olanlar oruç tutamaz?
Belirli aralıklarla yemek yeme mecburiyeti olan kişiler ile hastalığı sebebi ile belirli saatlerde ilaç alma mecburiyeti olanların oruç tutmaması gerekir. Bunların başında ülser dediğimiz mide-oniki parmak bağırsağı yarası olanlar gelir. Şeker hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanların da oruç mevzuunda dikkatli olması gerekir. Rahatsızlığı olan şahsın oruç tutup tutmayacağını kendisini takip eden hekimi karar vermelidir. Ayrıca oruçlu bir şahıs, oruç anında rahatsızlanırsa ve bu durum sağlığını bozuyorsa ilacını alarak ibadetine ara vermelidir. Kalp krizi şüphesi durumunda dil altı ilacını derhal alması gibi. Bunlar oruçlarını ertelerler. Sağlıklarına kavuştukları zaman oruçlarını tutarlar. Tutamayacakları biliniyorsa bedel vererek ibadetin gereğini yerine getirirler. Bedel vererek borcunu yerine getirmiş bir kişi şayet daha sonra oruç tutabilecek duruma gelirse; orucunu tutarak borcunu yerine getirir. Verdiği bedelde sadaka yerine geçer.
Oruçlu bir kişinin dikkat edeceği hususlardan biri de beslenme ve giyimidir. Bilhassa sıcak aylarda aşırı terletici giyimlerden sakınmalıdır. Ayrıca aşırı terletici ve yorucu işlerini de olabildiğince azaltması uygundur. Yemeklerinde yeterli sıvıyı almaya dikkat etmeli; beslenmede gıda çeşitliliğini sağlamalı, ayran-cacık-komposto gibi bazı sıvı gıdaları da ilaveten almaya çalışmalıdır. İftar yemeğini önce hafif bir kahvaltı şeklinde, biraz ara verdikten sonra da normal bir akşam yemeği gibi yenmesi tavsiye edilir. Sahur yemeklerinin de normal bir öğle yemeği şeklinde olması, yemekten sonra hemen yatılmaması sağlık yönünden dikkat edilmesi gereken hususlardandır. İftar ve sahur arasında da ek olarak yeterli sıvı alınmasına dikkat edilmelidir.
Nice sağlıklı ramazanlar ve yıllar yaşamanız dileğiyle;