Getir Bir Mutluluk…

Eminim ki Türkiye’de bu cümleyi duymayan kalmamıştır. Kulağa ne kadar hoş geliyor, “Getir bir mutluluk”. Yakaladığı başarı ile ünü sınır dışına taşan “Getir” hepimize mutluluk getirdi. Türkiye’de ikinci Unicorn girişim olarak 2,6 milyar dolar değere ulaştı. Daha önce Peak Games 1,8 milyar dolar değerlendirme ile Türkiye’nin ilk unicorn’u olarak nitelendirilmişti.
Getir’in 2.6 milyar dolar değerlemeye ulaşması yeni nesil ticaret anlayışında önem arz ediyor. Yenilikçi düşünce ile geliştirilen ürünlerin ticarileşmesi ve global bir marka haline gelmesi yeni nesil ticaret anlayışında bir adım öne çıkmanızı sağlıyor. 
Ülkemizin girişimcilerine imkân ve destek verildiğinde uluslararası alanda başarılı olduklarını görüyor ve gururlanıyoruz. İnovatif fikirlerin ticarileşmesi ve global bir markaya dönüşmesi yeni girişimcilerin önünü açacaktır. Bu bağlamda; Unicorn girişimcilerimiz ile gurur duyuyoruz. 
Nedir bu unicorn girişimcilik, bilmeyenleriniz için kısaca bilgi vermek istiyorum. Mitolojik anlamda tek boynuzlu at anlamına gelen Unicorn, girişimcilik dünyasında da kullanılan bir tabirdir. Unicorn girişim olabilmek için en az bir milyar dolar değerlemeye ulaşmak gerekiyor. 10 milyar dolar seviyesine ulaşan girişimler ise “Deacorn” olarak ifade ediliyor. Umarım yakın zamanda 10 milyar dolar seviyesine ulaşan Decornlarımız da olur.
İlk olarak 2015 yılında BiTaksi uygulamasını geliştiren Nazım Salur daha sonra dünyada 10 dakikada sipariş yetiştiren tek uygulama olarak değerlendirdiği “Getir” uygulamasını geliştirdi ve kısa sürede yabancı yatırımcı buldu. 
Getir market uygulaması Türkiye’de üç büyük ilimiz İstanbul, Ankara, İzmir ile birlikte Bursa, Kocaeli, Muğla ( Bodrum ) , Sakarya, Tekirdağ, Eskişehir, Yalova, Antalya, Adana, Mersin, Düzce, Bolu, Kayseri, Aydın, Kütahya, Balıkesir. Yurt dışında ise İngiltere’nin başkenti Londra’da hizmet veriyor.
Zamanımız çok değerli parayla satın alınamaz derdik!
Getir uygulamasının kurucusu Nazım Salur bu söylemi çürüterek, zamanında parayla satın alınabileceğini gösterdi. Büyükşehirlerde yaşayan insanlar için çoğunlukla zaman paradan daha değerli bir unsur haline geliyor. Getir küçük bir fark karşılığında insanların alışverişle ilgili zamandan tasarruf etmesini sağlıyor. 10 dakikada bulunduğumuz yere 600 civarında ürünü getirerek ürünle birlikte bize zaman satıyor.
Bu inovatif fikir şuanda 2.6 milyar $ değerleme ile Türkiye’nin ikinci unicorn’u olmayı başardı. Belki de daha nice inovatif fikirler ticarileşmeyi bekliyor. Yeni başarı hikâyeleri duymak için bunları ortaya çıkarmalıyız. E- ticaret uzun süredir yeni nesil ticarete yön veriyor. E-ticarete yönelik yenilikçi fikirler yeni unicornları hatta deacornları ortaya çıkarabilir.

 


Pandemi e-ticarete yaradı.
Pandemi sürecinde ulusal süper-market zincirlerinin hepsi e-ticarete başlarken, yerel zincirlerde e-ticarete yöneldi. Çağrı, Mopaş, Happy Center, Özkuruşlar v.b yerel market zincirleri de internetten satış yapmaya başladı.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, yerel market zincirlerinin pandemi sürecinde internetten satış trendine kayıtsız kalamadığını belirterek, "Kendi faaliyetini başlatanlar yanında farklı platformlarla işbirliğine gidenler de var. Pandemi bunu mecbur kıldı. Böyle bir gelişmeden uzak durmak olmazdı. Gıda perakendesinde internetten satış dalgası yayılıyor" dedi.
Gelişen trendler yönünde üyelerinin yüzde 50'sinin internetten satışa girdiğini kaydeden Düzgün, "Bir şekilde bütün markalar bu alana giriyor. Tüketicinin beklentisi farklılaştı. Henüz yerel zincirlerin satışlarında internetin payı yüzde 5'lerde ancak bu giderek artacak. Gıda perakende sektörü 6 yılda yakalayacağı dijitalleşme oranını pandemi nedeniyle bir yılda yakaladı" diye konuştu.
Sanal gıda ticareti ülkemizde yaygınlaşmaya devam ediyor. Özellikle pandemi döneminde Türkiye’nin batı bölgesindeki tüketicilerin dijital platformlardan alışverişi tercih ettikleri gözlemleniyor. Doğu bölgelerinde ise sanal alışveriş oranının daha düşük olduğunu görüyoruz. 
Pandemi ile birlikte sanal alışveriş gelişen bir akım oldu. Market satışlarının internetten yönetilmesi kolay bir süreç değil ancak pandemi bu durumu birazda zorunlu hale getirdi diyebiliriz. 
Türkiye'de süpermarketlerde sanal satışı Migros başlattı. Migros Sanal Market şu anda sektörde lider durumda. Carrefoursa, Makro Center, A101, Şok pandemi döneminde sanal satış ağını kurdu. BİM henüz tam bir organizasyon başlatmadı ancak onlar da ikinci markası “File” ile e - ticarete ısınıyor. 
Market zincirlerinde, online gıda perakendesinde Getir, Yemek sepeti, İste-gelsin gibi anında teslimat uygulamaları büyük rakip olmuş durumda. Hem tüketicilerin alım davranışlarındaki değişim, hem de bu alana yapılan yeni yatırımlarla pandemiyle beraber online gıda satışında yüzde 420'lik artış görüldü.
Amerika Birleşik Devletlerinde, Avrupa ülkelerinde e-ticaret tüketici davranışlarını büyük oranda değiştirdi. Amazon uygulaması global anlamda e-ticaretin en büyük temsilcisi durumunda. Türkiye’de e-ticarete yönelik uzun süredir ilgi olduğunu gözlemliyoruz. 
E-ticarette güvenli alışveriş kaygıları geçmişe oranla bayağı azaldı. Bu durum ülkemizde e-ticarete olan ilgiyi arttırdı. Pandemi öncesinde tüketici davranışlarında e-ticarete yönelik bir hareketlenme gözlemliyorduk. Pandemi ile birlikte sanal alışverişlerde ciddi bir artış oldu. Pandemi sonrasında da ülkemizde ve dünyada e-ticaretin daha yaygın bir şekilde tercih edileceğini söyleyebiliriz.